Gebelerde Rastladığımız Problemler Nelerdir ?

PİKA: Besin  değeri  taşımayan  veya  sağlıksız  maddelerin  (kil,toprak,  çamaşır  sodası vb)  yenilmesidir. Pika,  besin  değeri  olan  yiyecekler  yerine,  besin  değeri  olmayan  maddelerin  yer  kaplayarak  beslenmeyi  engellediği  için  zararlıdır. Bu  hastalara  iyi  beslenmenin  önemi  anlatılmalıdır.

SIK  İDRARA  ÇIKMA: Pelvis  damarlarında  genişleme  ve  hormon  değişiklikleri  idrar  kesesi   fonksiyonunun  değişmesinden  sorumludur. Gebeliğin  geç  döneminde  büyüyen  rahim   ve  bebeğin  önde  gelen kısmının  idrar  kesesi  üzerine  oluşturduğu  baskı  idrar kesesi  kapasitesini  azaltarak, idrara  daha da  sık  çıkılmasına  neden  olmaktadır.

İdrarda  yanma  veya  kan,iltihap  hücresi  bulunması  sık  idrara  çıkmaya  sebep olur. Yalnız  bu  durumlar  enfeksiyon  gelişiminin  belirtisi  olabilir  ve  tedavi  edilmesi  gerekir. . Bu  yüzden  gebede  sık  idrara  çıkma  şikayeti  varsa  idrar  tahlili  yaptırarak, bu  durumun  tedavi  gerektirip  gerektirmediği  anlaşılır.

VARİS: Gebelikte  bacaklar  ve  genital  bölgede  varis ortaya  çıkabilir. Bu  hastalarda  aile  hikayesinde  varise  sık  rastlanır. Büyüyen  rahim  tarafından  toplardamarlara  uygulanan  basınç,  varislerin  gelişiminde  ana  etkendir.  Kilo  arttıkça  ve  ayakta  geçirilen  süre  uzadıkça  daha  belirgin  hale  gelirler. Varisler  için  bacakların hafif  yukarıda  tutularak  dinlenilmesi    ve  elastik  varis  çorabı  kullanılması  önerilmektedir. Varise  yönelik  tedaviler (enjeksiyon, cerrahi)  gebelikte  yapılmamalıdır. Yüzeyel  varisler  nadiren  daha  derin  varislerin  hastalığına  işaret  eder. Bu  hastalar  derindeki  toplardamarların  tıkanmaması  yönünde  dikkatle  izlenmelidir. Ayrıca  varislerde  şişlik,kızarıklık  ve  ağrı  olması  durumunda  gebe  doktora  başvurması  yönünde  uyarılmalıdır.

EKLEM, SIRT  AĞRISI: Pelvis  kemikleri  arasındaki  eklemler  gebelik  dışı  dönemde  harekete  izin  vermez. Gebelikte  hormonların  etkisiyle  bu  eklemler  az  da  olsa  hareket  edebilir  ve  bu sebeple  kasık  ve  bel  bölgesinde  ağrılara  sebep  olabilir. Kalçayı  saran  bir korse  veya  kuşak  ile  birlikte  yatak  istirahati  ağrıyı  azaltabilir.

Sırt bölgesi  eklemleri de  gebedeki  hormonal  duruma  bağlı olarak  daha  rahat  hareket  edebilir  duruma  gelir. Duruşun  düzeltilmesi  sırt  ağrısını  giderir. Lokal  sıcak uygulamalar  ve  sırt  masajı  rahatlık  sağlar. Sırt  güçlendirici  egzersizlerle  daha  iyi sonuçlar  elde edilebilir. Analjezik  desteği  sağlanabilir.

BACAK  KRAMPLARI: Nedeni  bilinmemektedir. Ancak  serum  kalsiyum  düzeylerinin  düşmesi  ve  fosfor  düzeylerinin  artması  sonucu  ortaya  çıkabilir. Tedavi  amacıyla  kalsiyum  karbonat  ve  kalsiyum  laktat  tablet  formundaki  kalsiyum  alımının  arttırılması  gerekir. Diğer  bir  seçenek, günde  300mg  magnezyum  sitrattır. Semptomatik  tedavi, bacak  masajı  ve  lokal  ısı  uygulamasıdır.

MEME  AĞRISI: Vücuda  sıkı  oturan  ve  göğsü  destekleyen  iç  çamaşırı  ile  ağrı  azaltılabilir. Buz  torbaları  geçici  olarak  etki  gösterebilir.

ELLERDE  RAHATSIZLIK: Parmaklarda  aralıklı  uyuşma  ve  karıncalanma  ile  kendini  gösterir. Gebe  kadınların  %5’inde  görülür. Rahatsızlık  akşamları  ve  sabah  erken  saatlerde  en  belirgindir. Gebelere  bu  yönde  destek  tedavisi  verilmelidir.

REFLÜ: Gebelikte  reflüye  zemin  hazırlayan  durum, hormon  kontrolüne  bağlı  olarak  yemek  borusunun  alt  ucunda, mide  içeğinin  yukarıya  kaçışını  engelleyen  kas  yapısının  gevşemesi  ve  midenin  rahim  nedeniyle  yukarı  hareket  etmesidir.  Daha  sık  fakat  az  yemek  yeme, eğilmeden  ve  yemekten  sonraki  2  saatlik  dönemde  düz  yatmaktan  kaçınma  ile  hafifletilebilir. Reflü,  gebenin  psikolojik  durumu  ile  de  ilgili  olduğu  için  gebe  pozitif  düşünmeli  ve  morali  iyi olmalıdır.  Bu  önerilerle  şikayetler  azalmazsa  antiasit  preparatları  önemli  bir  düzelme  sağlayabilir.

KABIZLIK: Gebelikte  mide-bağırsak  sisteminin  hormonal  etkilenmesine  bağlı  olarak  daha  yavaş  çalışması  nedeniyle  meydana  gelir.Yeterli  miktarda  sıvı alarak, egzersiz  yaparak, sebze-meyve  tüketerek  önlenebilir.

HEMOROİD (BASUR): Gebelik  sırasında  ortaya  çıkmaları  veya  alevlenmeleri, genişlemiş  rahimin  toplardamar  kan  dönüşünü  tıkaması  sonucu  anal  kanal  toplardamarlarındaki  artan  basınca  ve  gebelik  sırasında  kabızlığa  olan  yatkınlığa  bağlıdır. Genellikle  ağrı  ve  şişme  lokal   olarak  uygulanan  anesteziklerle, sıcak  uygulamalarla  ve  dışkıyı  yumuşatan  ajanlarla  hafifletilebilir.

BULANTI-KUSMA: Yüksek  serum  koryonik  gonadotropin  düzeyleri  ile  beraber  gonadotropin  seviyelerine  paralel  giden  östrojen  seviyelerinin, bulantı  oluşumunu  indüklediği  düşünülmektedir. Sık  aralıklarla  az  miktarda  beslenilmelidir. Tuzlu, kuru  (galeta, leblebi,peynirli  tost,kraker  vb) ve  soğuk  gıdalar  tüketilmelidir. Uzun  süreli  açlıktan  sakınılmalıdır. Gebe  kendini  kötü  hissedeceği  kokulardan  ve  baharatlı  yiyeceklerden  uzak  tutmalıdır. Gebeler  öğün  sırasında  sıvı  tüketmemeli, çay  ve  kahveden, yağ  içeriği  yüksek  besinlerden   uzak  durmalıdır. Kusmalar  olduğunda  potasyum  kaybı  olacağından  muz, üzüm, kayısı  gibi  potasyumdan  zengin  beslenilmelidir. Bazen  kusmaların  şiddet  ve  sıklığı  çok  artabilir. Hiperemezis  gravidarum  olarak  tanımlanan  bu  durumda  anne  adayına  ilaç  ve  serum  desteği  yapılması  amacıyla  hastanede  yatarak  takip  ve  tedavisi  gerekebilir.

YORGUNLUK: Gebeliğin  erken  dönemlerinde  birçok  kadın  yorgunluktan  şikayet  eder  ve  uyku  için  daha  fazla  zaman  ister. Bu  durum  genellikle  gebeliğin  dördüncü  ayıyla  beraber  kendiliğinden  düzelir  ve  özel  bir  nedeni  yoktur. Progesteronun  uyku  getirici  etkisine  bağlı  olabilir.

Yrd. Doç. Dr. Hakan PEKER

www.drhakanpeker.com

Kadın  Hastalıkları  ve  Doğum  Uzmanı