Sİzden Gelen Sorular ve Cevapları
Ağrılı Adet Nedir ?
Adetten birkaç saat önce hafif başlayan ve özellikle adetin 1-3. günü arası yoğun hissedilen rahim bölgesine uyan yerdeki alt karın ağrısıdır. Ağrılı adet %50’den fazla bayanda görülür. Ağrılı adet durumlarında %15-25 bayan bulantı, kusma, ishal , baş ağrısı ve yoğun ağrı sebebiyle o günlerde işlerinden, okullarından kalabilirler.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Ağrısı Tedavisi Nasıl Yapılır?
Adet ağrısında sebebe yönelik tedavi yapılır. Eğer ağrılı adet için endometriozis veya spiral gibi sebep saptandıysa ona yönelik tedavi yapılır. Fakat patolojik bir durum saptanmadıysa ilk tedavi ağrı kesici uygulamadır. Bu tedavi ile rahim içinde ağrı yapan bazı maddelerin seviyeleri azaltılarak ağrının önüne geçilir. Fakat ağrı kesicileri adet başlamadan veya ağrıyı hisseder hissetmez hemen almak gerekir. Çünkü ancak bu şekilde ilaçlar etki gösterir ve ağrının önüne geçilir. Ağrı başladıktan ve o maddeler açığa çıktıktan sonra ağrı kesici almak sadece ağrıyı biraz hafifletir ama geçirmez. Tavsiye ettiğimiz bu şekilde kullanımı bayanlara 4-6 ay uygularız. Eğer sonuç alamıyorsak doğum kontrol haplarına geçeriz. Dirençli vakalarda hem doğum kontrol hapı hem de ağrı kesicileri kombine kullanabiliriz. Bunun dışında adet ağrısının önüne geçmek için bayanın yağsız beslenmesini, egzersiz yapmasını, ağrılı döneminde ağrıyan bölgeye masaj ve sıcak uygulamasını tavsiye ederiz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
İlişki Sonrası Kanama Önemli Midir ?
İlişki sonrası kanama önemlidir. Vaginal ve servikal enfeksiyona, servikal polipe (et beni tarzında yapı) bağlı ilişki sonrası kanama olabilir. Fakat en önemlisi rahim ağzı kanseridir. İlişki sonrası kanama rahim ağzı kanserinin belirtisi olabilir. Bu yüzden mutlaka uzman muayenesi gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Genç Kızlarda Adet İle İlgili Olarak Ne Zaman Uzman Yardımına İhtiyaç Vardır ?
8 yaşından evvel vaginal kanama meydana geldiyse mutlaka doktor yardımı gerekir. Eğer genç kızda sekonder sex karakterleri (kadınlıkla ilgili gelişmeler-göğüs gelişimi ve gerekli bölgelerde tüylenme) 13 yaşında hala gelişmediyse veya kadınlıkla ilgili gelişmeler olduğu halde 16 yaşında hala adet görmediyse uzman değerlendirmesine ihtiyaç vardır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Düzensizliğinde Sorun Olmayan Kanamalar Var Mıdır ?
Bazı kanamalar hastaları endişelendirse bile klinisyenler açısından problem teşkil etmez. Örneğin ovulasyon kanaması, bu kanama bayanların yumurtlama zamanına denk gelen lekelenme tarzında kanamadır ve masumdur. Bazı ağrı kesiciler, adeti azaltır. Bu da normal bir durumdur. Spirali olan bayanlarda ise adet miktar ve süre olarak normalden biraz fazladır. Normal olarak değerlendirilir. Doğum kontrol hapı kullanmaya yeni başlamak, özellikle ilk ayda %30-40 oranında ara kanama yapar. Ama hapa ara vermeksizin devam etmek gerekir. Doğum kontrol hapı kullanmak adetleri azaltır. Bu doğum kontrol hapının normal etkisidir. Doğum kontrol hapını unutmak da ara kanama yapar. Fakat hapı bırakmadan devam etmek gerekir. Ancak o ay için hapla korunma olmaz. Eşin o ay boyunca korunması gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adetimde Niçin Fazla Kanama Olur ?
Bu durum daha çok rahim ile ilgili sebeplere bağlıdır. Rahimde iltihap, myom (ur) olması, adenomyozis (rahim içi tabakanın rahimin kas tabakası içinde de bulunması) endometrial hiperplazi (rahim içi tabakanın fazla kalınlaşması), rahim kanseri, spiral kayması durumunda adet miktarı fazlalaşır. Eğer bayan aşırı alkol kullanıyorsa veya karaciğer rahatsızlığı varsa pıhtılaşma faktörleri azalır ve adet miktarı fazlalaşır. Ayrıca doğuştan pıhtılaşma faktör eksikliği varsa bayanın adetleri fazla miktarda olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Kanaması Azsa Nasıl Tedavi Edilir ?
Adet miktarının az olması hormonal olabildiği gibi rahim ağzında tıkanıklığa veya rahim içinde yapışıklığa bağlı da olabilir. Bu tıkanıklık ve rahim içinde yapışıklık cerrahi tedavi ile düzeltilir. Fakat sebep hormonal ise hormon preparatları ile sonuç alınır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adeti Geciken Bayan Adet Söktürücü Kullansın Mı ?
Adeti geciken bayan ilaç kullanmadan doktora başvurmalıdır. Biz klinisyenler, gebelik şüphesi varsa ilk önce gebelik testi ile bayanın gebe olup olmadığını değerlendiririz, eğer gebelik yoksa ultrasonografi ile adeti geciktiren kist veya başka anormal durum olup olmadığını inceleriz. Eğer kist gibi anormal durum saptarsak bu yönde tedavi yaparız. Eğer ultrasonda anormal durum ve testlerde gebelik saptamazsak, o zaman bayana adet söktürücü preparatlardan kullanırız. Bayanın gebelik şüphesi yoksa, ultrason ile değerlendirip, anormal bulgu olup olmadığına göre tedavisini düzenleriz. Anormal bulgu yoksa adet söktürücü ilaçlardan verebiliriz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Geciktirici Hapların Yan Etkileri Nelerdir ?
Adet geciktirici haplar, bayanda sinirlilik, baş ağrısı, baş dönmesi, görme bozukluğu, bulantı, vücutta su tutulmasına bağlı olarak ödem, kilo alımı, göğüslerde dolgunluk şişlik, ağrı yapabilir. Fakat bu etkiler geçicidir. Adet geciktirici haplar sadece adeti geciktirmek amaçlı kısa süre kullanıldığından, bu yan etkiler hap kullanımı sona erince ve adet görünce geçer.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrılı Cinsel İlişki (Disparoni) Nasıl Tedavi Edilir ?
Ağrılı cinsel ilişki tedavisi sebebe yönelik yapılır. Sebep iltihap ise anti-mikrobik tedavi yapılır. Vulva (kadın genital dış bölgesi) tahrişine bağlı ise; bu tahrişi yapan maddelerden bayanın uzak durması tavsiye edilir. O bölgenin temiz ve kuru olmasına dikkat edilmesi gerektiği anlatılır. Sıkı elbiselerden uzak durulması önerilir. Sebep ur (myom), kist veya endometriozise bağlı ise ona yönelik tedaviler yapılır. Ağrılı ilişkide eğer tıbbi açıdan patoloji bulamazsak uygun vakalarda bio-feedback tedavi uygularız. Bu tedavi ile bayanın vagen bölgesi kaslarını kontrollü bir şekilde kullanmasını sağlayıp problemi çözümleriz. Ağrılı ilişkinin diğer sebebi psikolojik de olabilir. Bu durumda ise eşlerin beraber tedavi edilmesi gerekir. Böyle durumlarda eşleri cinsel sağlık konusunda uzman psikiyatriste yönlendiririz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Bio Feedback Kegel Egzersiz Tedavisi Nedir ?
BİO FEEDBACK KEGEL EGZERSİZ TEDAVİSİ NEDİR?
Bio-feedback Kegel egzersiz tedavisi, bir sistem vasıtasıyla vajina bölgesi kaslarına uyaran vererek, bu kasların gelişmesini sağlayan, son dönemde uygulanan, vajina bölgesi kasları egzersiz programıdır. Bu şekilde bayanın vajina bölgesinin dış 1/3 ‘ündeki kaslarını hissetmesi ve onları çalıştırması öğretilir. Bu sayede o kasların kuvvetlenmesi ve gelişmesi sağlanır. Sonuçta pelvik taban dediğimiz destek artarak, o bölgenin kuvveti artırılmış olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Bio Feedback Kegel Egzersiz Tedavisi Nasıl Ve Ne Kadar Uygulanır ?
Biofeedback Kegel egzersiz tedavisi bir sistem vasıtasıyla yapılır. Sistem, vaginal bölgeye uygulanır ve egzersiz programı düzenlenir. Uygun vakalarda bio-feedback tedaviye alınan hastalarda seanslar yaklaşık 15-20 dakika sürmektedir. Hastanın, hastalık durumu ve derecesine, seanslara katılma sıklığı ve motivasyonuna bağlı olarak tedavi 1-2 seansta sağlanabildiği gibi daha fazla seans da gerekebilir. Bio-feedback Kegel egzersiz tedavisi ile idrar kaçırma ve cinsel işlev bozukluğu olan uygun vakalarda ameliyatsız ve yan etkisiz bir şekilde sonuç alınmaktadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hangi Hastalıklar Dış (Ektopik) Gebelik İle Karışır ?
Tamamen normal olan erken gebelikte olan ağrılar, dış gebelikteki ağrıyla karışabilir. Bundan başka düşük tehditi, düşük, yumurtalık kistinin patlaması, yumurtalığın veya kistin dönerek kan akımının bozulması durumu (over veya kist torsiyonu) ve apandisit dış gebelikle karışabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dış (Ektopik) Gebelik Öyküsü Olan Bayan Tekrar Gebe Kalıp Doğum Yapabilir Mi?
Dış gebelik öyküsü olan bayan tekrar gebe kalabilir. Yalnız gebeliğin erken safhalarından itibaren doktor kontrolü gerekir. Çünkü bir dış gebelikten sonra takip eden gebelikte, ektopik gebelik riski 7-13 kat artar. Bu yüzden gebelik, tetkiklerde saptandığında ultrasonografi ile iç veya dış gebelik ayırımı yapılmalıdır. Ektopik gebelik sonrası gebeliğin normal rahim içi gebelik olma şansı ise %50-80’dir. Özetle dış gebelik öyküsü olan bayan tekrar gebe kalabilir ve doğum yapabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrısız (Epidural) Doğumun İstenmeyen Etkileri Nelerdir ?
Epidural anestezi erken dönemde uygulandığında doğumu durdurabilir. Ayrıca doğumun ilerlemesini yavaşlatabilir. Epidural anestezinin istenmeyen etkileri olmaması açısından belli dozda uygulanır. Bu etkili dozda çoğu zaman doğum sancıları hissedilmezken, ağrı eşiği düşük olan gebelerde yine de hafifde olsa ağrı hissedilir. Gebenin normal doğumda sabırlı, istekli olması ve doktoruyla uyumlu olması gerekir. Çünkü normal doğumda gebenin doktoruyla koordineli çalışması ve doktorunun istediklerini yapması ve özellikle doğumun ikinci safhasında doğum için iyi ıkınması gerekir. Bu safhada epidural anesteziden dolayı gebe iyi ıkınamazsa doğum için vakum ihtiyacı doğabilir. Epidural anestezi, uygulandıktan sonra hamilede tansiyon düşüklüğü olabilir. Fakat bunun çözümü vardır. Gebenin yan yatırılması ve serum desteği ile bu sorun ortadan kaldırılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Normal Doğum Mu ? Sezaryen Mi ?
Bu soru jinekologlara en çok sorulan sorudur. Gebenin muayenesi sonucunda sezaryen gereken durumlarda gebeye ameliyatı öneririz. Sezaryen gereken durumlar şunlardır: Önceden sezaryen veya myom ameliyatı, vagen daraltma, sistosel (idrar kesesi sarkması), rektosel (barsak sarkması) ameliyatı olunması, bebek başının annenin çatı kemiklerinden geçemeyecek kadar büyük olması, bebeğin rahim içinde yan veya ters durması, bebeğin sancıları çekerken veya sancısız dönemde kalp atışı ritminin bozulması, bebeğin eşinin aşağıda yerleşmiş olması, bebeğin eşinin vaktinden önce yerinden ayrılması,bebeğin göbek kordonunun sarkması,kordon prezentasyonu (bebeğin göbek kordonun baş ile su kesesi arasında bulunması), gebelikte kontrolsüz tansiyon ve şeker hastalığı olması, bebeğin kafasında su toplaması (hidrosefali) ile giden anormallik olması, rahim ağzı kanseri, herpes (uçuk) virüsü ve genital siğil olması, bebeğin iri olması, sancılara rağmen doğumun ilerlememesi. Bu durumlarda sezaryen gerekir. Eğer bu durumlar yoksa bebeğin durumu ve annenin çatısı normal doğuma uygun ise normal doğum olabilir.
Normal doğumda kan kaybı daha az olur (300-400ml), annenin bebeği doğurmuş olmanın psikolojik hazzı, rahatlığı hissetmesi normal doğumda daha fazladır. Normal doğumdan sonra anne bebeğini hemen emzirebilir. Anne normal doğumdan sonra daha çabuk toparlanır.
Sezaryende ise kan kaybı daha fazladır. Son yıllarda ameliyat tekniklerinin gelişmesi ile sezaryenden 3-5 gün sonra anne kendi işlerini yapacak konuma gelir ama yine de normal doğuma göre toparlanma daha geç olacaktır.
Normal doğumdan sonra ilerleyen yıllarda vagende bolluk hissizlik gibi cinsel fonksiyon bozukluğu,idrar kaçırma, idrar kesesi ve barsak sarkması gibi durumlar görülebilir. Çünkü sancıyla birlikte bebeğin aşağı inişiyle rahmi,idrar kesesini, kalın bağırsağı tutan bağlar gevşer. Fakat normal doğuran annelere lohusalık döneminden sonra bio-feedback Kegel egzersiz tedavisi uygulayarak vagende bolluk, hissizlik durumu ile daha sonra olabilecek idrar kaçırma ve rahim sarkması durumunun önüne geçeriz. Bio-feedback Kegel egzersiz tedavisiyle vagene uygulanan sistem vasıtasıyla vagen kaslarını bayanın hissetmesini, kaslarını koordineli çalıştırmasını ve o bölgenin toparlanmasını sağlarız. Bu şekilde ileriki yıllarda olabilecek normal doğuma bağlı idrar kaçırma, rahim,idrar kesesi, barsak sarkmasının önüne geçmiş oluruz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Yalancı Gebelik Nedir ?
Yalancı gebelik, kişinin gebe olmadığı halde, kendini gebe olarak hissetmesi ve gebelerde olan yakınmalardan şikayet etmesi ile karakterize durumdur. Bu durum daha çok gebe kalmayı çok isteyen fakat kalamayan bayanlarda görülür. Bayan kendinin gebe olduğuna çok inanır, hatta kıyafetlerini bile ona göre seçer. Biz, gebelik olup olmadığını kanda bakılan gebelik testi ve ultrasonografi ile net olarak saptarız ve bayana ilk zamanda kabullenmese de durumu hakkında bilgi veririz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ultrason İle Gebelik Ne Zaman Tespit Edilir ?
Ultrason ile gebeliğin tespiti için mutlaka adetin geçmesi gerekir. Çünkü döllenmeden normal adet süresine kadar olan dönemde embriyo rahme yerleştiğinden ve ultrasonda görünmeyecek kadar küçük olduğundan, adet geçmeden, gebelik ultrason ile görülemez. Adet geçtiği dönemde ilk haftada vaginal ultrason ile, bu haftadan yaklaşık bir hafta sonra abdominal (üstten) ultrason ile gebeliğe ait kese görülebilir. Gebelik kesesi görüldükten yaklaşık bir hafta veya on gün sonra da bebek kalp atışları ultrason ile izlenebilir ve duyulabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dört Boyulu Ultrason ile Bebekte Nelere Bakılır ?
Dört boyutlu ultrasonografi ile bebekte iç organlarından çok, dış bölgesinde bir anormallik var mı ? bu durum değerlendirilir.Yüzün, göğüs ve karın bölgesinin, omurgasının, kol ve bacaklarının normal olup olmadığına bakılır. Aynı zamanda bebeğin yüz görüntüsünün çıktısı veya cd kaydı aileye hatıra amacıyla verilebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Bebeğin Cinsiyeti Ne Zaman Belli Olur ?
Bebeğin cinsiyeti sperm ile yumurta birleştikten sonra kromozomal olarak belli olur. Fakat ilk 3 ayda bebek kız da olsa erkek de olsa dış genital yapılar farklılaşmadığından ultrasonografi ile belli olmaz. 3 aydan sonra genital bölgede farklılaşma olduğundan bu aydan sonra kız ve erkek denilebilir. Fakat genelde 4. ay civarı net bilgi verilir. Halk arasında söylendiği gibi bebeğin duruşundan veya kemik yapından cinsiyet yorumu yapılamaz. Ultrasonografi ile biz bebeğin cinsiyet organına bakarız ve erkeğe ait görüntü veya kıza özgü ultrasondaki özel görüntüyü görerek aileye bilgi veririz. Bebeğin cinsiyetinin anne karnında değişmesi mümkün değildir. En başta sperm ile yumurta birleşirken eğer X kromozomu taşıyan sperm yumurtaya girmişse kız, Y kromozomu taşıyan sperm yumurtayı döllemişse erkek olur. Bu yüzden gebeliğin ortası veya sonuna doğru bebeğin cinsiyetinin değişmesi imkansızdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hamileliğin 4. Ayında Yapılması Gereken Testler Nelerdir ?
Eğer gebeye 11-14 hafta arasında ikili test yapılmış ve normal çıkmış ise hamileliğin 4. Ayında MSAFP ( maternal serum alfa feto protein) testi yapılır. Bu testin yüksek değerde çıkması bizi en çok bebeğin omurga kısmında açıklık ile seyreden nöral tüp defekti (spina bifida) dediğimiz rahatsızlık konusunda uyarır.
Eğer gebeye ikili test yapılmadıysa 16-18 haftalar arasında ultrasonografi yapılarak bebekte herhangi bir anomali olup olamadığına bakılır ve üçlü veya dörtlü test istenir. Bu testlerde down sendromu, trizomi 18 ve nöral tüp defekti dediğimiz anormal durumların olma olasılığı hesaplanır.
Ayrıca 4. ay civarında gebelerde asemptomatik bakteriüri dediğimiz, gebede şikayet olmadığı halde idrarında enfeksiyon olma durumu olabilir. Bu durum var olduğu halde saptanmazsa ilerleyen haftalarda erken doğuma sebep olabilir. Bu yüzden idrar kültürü yapılarak enfeksiyon ekarte edilmelidir.
Özetle, hamileliğin 4. ayında idrar kültürü, ultrasonografi, üçlü veya dörtlü test veya MSAFP testi yapılmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebeliğin Son 3 Ayındaki Kanamalar Tehlikeli Mi ?
Gebeliğin son 3 ayında olan kanamalar tehlikeli olabilir. Bu kanamaların sebepleri arasında bebeğin eşinin aşağıda yerleşmesi, bebeğin eşinin (plasenta) erken ayrılması, erken doğum, rahim ağzı polibi (et beni), vajinal veya rahim ağzı enfeksiyonuna bağlı olabilir. Bu yüzden mutlaka bir hekim muayenesi ve tedavisi gerekir. Çünkü bu sebeplerden bazısı acil ameliyat gerektirirken, bazısı hastanede tedavi, bazısı da sadece ilaç tedavisi gerektirir.
Gebeliğin son günlerinde olan kanama ise halk arasında nişan gelmesi olarak bilinen rahim ağzındaki tıkacın kanla birlikte atılması ile doğumun başlama belirtisi olabilir. Bu durumda da uzman muayenesi gerekir. Özetle gebelikle birlikte olan her türlü vajinal kanama uzman tarafından değerlendirilmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebeliğin Cinsel İlişki Düşüğe Sebep Olur Mu ?
Gebelikte cinsel ilişki, rahme düzgün ve iyi tutunmuş ayrıca kromozomal olarak normal olan bebekte, düşüğe sebep olmaz. Eğer gebelik rahime iyi tutunmamış veya kromozomal olarak normal değilse, cinsel ilişki olmasa bile bu gebelik düşükle sonuçlanabilir. Ağrı, sancı ve kanaması olan gebede cinsel ilişki, bu şikayetleri daha da arttıracağından gebelik düşükle sonuçlanabilir. Bu yüzden ağrı, sancı, kanaması olan hamilelerde cinsel münasebeti yasaklarız.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Bulantıyı Nasıl Önleyebiliriz ?
Yüksek serum koryonik gonadotropin düzeyleri ile beraber gonadotropin seviyelerine paralel giden östrojen seviyelerinin, bulantı oluşumunu indüklediği düşünülmektedir. Sık aralıklarla az miktarda beslenilmelidir. Tuzlu, kuru (galeta, leblebi,peynirli tost,kraker vb) ve soğuk gıdalar tüketilmelidir. Uzun süreli açlıktan sakınılmalıdır. Gebe kendini kötü hissedeceği kokulardan ve baharatlı yiyeceklerden uzak tutmalıdır. Gebeler öğün sırasında sıvı tüketmemeli, çay ve kahveden, yağ içeriği yüksek besinlerden uzak durmalıdır. Kusmalar olduğunda potasyum kaybı olacağından muz, üzüm, kayısı gibi potasyumdan zengin beslenilmelidir. Bu önerilerle şikayetler azalmazsa bulantı önleyici ilaç tedavisi uygulanır. Bazen kusmaların şiddet ve sıklığı çok artabilir. Hiperemezis gravidarum olarak tanımlanan bu durumda, anne adayına ilaç ve serum desteği yapılması amacıyla hastanede yatırılarak, takip ve tedavisi gerekebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğumdan Sonra Nelere Dikkat Etmek Gerekir ?
Lohusalık döneminde annenin lohusalık akıntısına dikkat etmesi gerekir. Akıntı pis kokulu, ateş ve kasık ağrısı varsa veya akıntının rengi açılmıyorsa kan vasfındaysa veya ilerleyen günlerde fazla kanaması olduysa doktora başvurması gerekir.
Normal de olsa sezaryen doğum da olsa annenin dikişlerine dikkat etmesi gerekir. Sezaryen dikiş yerleri terli, nemli olmamalıdır. Normal doğum dikişli olduysa, bölge olarak enfeksiyona yatkınlık olduğu için anne bu dikişlerin pansumanına özen göstermelidir.
Anne mutlaka emzirmelidir. Bu sayede hem anne ve bebek arasında duygusal bağ sağlanmış olur hem de annenin rahminin daha çabuk toparlaması ve kanamasının daha az olması sağlanmış olur. Sütün yeterli gelmesi için; lohusanın dengeli,düzenli beslenmesi, bol sıvı tüketmesi, mümkünse sabah-akşam ılık duş alması, annenin moralinin iyi olması gerekir.
Lohusalık döneminde havuz, deniz ve küvet (oturarak banyo yapmak) enfeksiyon riski nedeniyle anne için yasaktır. Ayakta duş alınabilir. Doğum yapmış bayanlar ağır kaldırmamalıdırlar. İstirahat etmelidir. İstirahat ederek lohusalık dönemi çok rahat geçirilir. Doğumdan bir hafta sonra anneyi kontrol ederiz. Kontrolde dikişlerin, rahmin durumunu değerlendiririz. Bu kontrolden yaklaşık 3-6 ay sonra da bayanın normal kadın doğum muayenesini ve smear testini yaparız. Uygun doğum kontrol yöntemlerini konuşuruz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hamilelikte Yaşanan Kabızlık Sorunu İçin Ne Yapmalı ?
Gebelikte kabızlık, mide-bağırsak sisteminin, artan hormonlardan etkilenmesine bağlı olarak, daha yavaş çalışması nedeniyle meydana gelir. Kabızlık, erken doğuma neden olmaz. Bebek için sıkıntı yaratmaz. Günde 2-3 litre kadar yeterli miktarda sıvı alarak, egzersiz yaparak, sebze-meyve gibi posalı gıdalar tüketerek önlenebilir. Bu önerilerle sorun giderilemediğinde ilaç desteğine ihtiyaç duyulabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
İkili Tarama Testi Anormal Çıkarsa Ne Yapılmalı ?
İKİLİ TARAMA TESTİ ANORMAL ÇIKARSA NE YAPILMALI?
İkili tarama testinde risk yüksek çıkarsa o zaman koryon villus örnekleme dediğimiz bebeğin eşinden (plasenta) parça alarak veya daha ilerleyen haftalarda amniyosentez (bebekten su alma) yaparak sonuca ulaşırız. Bu testlerinden de riskleri olduğundan bu riskleri aileyle paylaşırız. Koryon villus örneklemede 1/100, amniyosentezde 1/200 bebeği kaybetme riski vardır. Tabi ki bu testleri eşler kabul ederse uygularız. İkili test , bir tarama testidir. Tanı testi değildir. Bu testte anormal çıkmış bir sonuç , sakat bebek anlamına gelmez. Kesin sonuç , bebeğin eşinden veya suyundan alınan testler ile konur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doppler Ultrason Gebelikte Kullanılır Mı ?
DOPPLER ULTRASON GEBELİKTE KULLANILIR MI?
Doppler ultrason, erken gebeliğin ve dış gebeliğin tesbitinde, down sendromlu bebeğin incelenmesinde, bebeğin kalp ve damarlarına ait anomali olup olmadığının araştırılmasında, çoğul gebeliklerde kullanılır. Ayrıca gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) ve bebeğin gelişme geriliği gibi durumlarında bebeğin anne karnındaki iyilik hali doppler ultrason ile değerlendirilip, gebeliğin sonlandırılıp sonlandırılmaması konusunda bize bilgi verir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Veya Öncesinde Şeker Hastalığı Saptanan Hastalarda Tedavi İçin Hangi İlaçlar Kullanılır ?
GEBELİKTE VEYA ÖNCESİNDE ŞEKER HASTALIĞI SAPTANAN HASTALARDA TEDAVİ İÇİN HANGİ İLAÇLAR KULLANILIR?
Bu hastalarda diyet tedavisinden sonuç alınamazsa, diyet tedavisi ile birlikte insülin tedavisi uygulanır. İnsülin desteğinin bebeğe bir zararı yoktur. Son çalışmalar bazı şeker düşürücü hapların da gebelikte kullanılabileceğini göstermiştir. Hatta bazı klinisyenler insülin iğnesini kullanamayacak gebelerinde , şeker düşürücü hapları önermektedirler.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebede Varis Olursa Ne Yapmalıdır ?
Gebelikte bacaklar ve genital bölgede varis ortaya çıkabilir. Bu hastalarda aile hikayesinde varise sık rastlanır. Büyüyen rahim tarafından toplardamarlara uygulanan basınç, varislerin gelişiminde ana etkendir. Kilo arttıkça ve ayakta geçirilen süre uzadıkça varisler daha belirgin hale gelirler. Varisler için bacakların hafif yukarıda tutularak dinlenilmesi ve elastik varis çorabı kullanılması önerilmektedir. Varise yönelik tedaviler (enjeksiyon, cerrahi) gebelikte yapılmamalıdır. Yüzeyel varisler nadiren daha derin varislerin hastalığına işaret eder. Bu hastalar derindeki toplardamarların tıkanmaması yönünde dikkatle izlenmelidir. Ayrıca varislerde şişlik,kızarıklık ve ağrı olması durumunda gebe doktora başvurmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) Nedir ?
Doğum kontrol halkası, Avrupa ve Amerika’dan sonra son dönemde Türkiye’de de kullanılmaya başlanan düşük doz hormon içeren aylık olarak vajinaya uygulanan, doğum kontrol aracıdır. Halka, günde 15mcg etinil estradiol ve 120mcg etonogestrel salınacak şekilde hormon içerir. Halkanın kalınlığı 4mm, dış çapı 54mm’dir. Halka EVA denilen alerji yapmayan özel bir maddeden yapılmıştır. Metal içermez. %99 oranında etkilidir. Kişi kendi kendine uygulayabilir. Kilo alımı yapmaz. Kullanımı kolaydır. Kanama düzenini bozmaz aksine düzenli kullanıldığında adetleri düzene sokar. Bırakıldığı anda gebe kalmak mümkündür. Kısırlığa sebep olmaz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) Kimlere Önerilmez ?
Doğum kontrol halkası, vajinaya uygulanan ve orada 3 hafta kalması gereken bir aparat olduğu için vajinanın doğal darlığında olması gerekir. Bu yüzden, normal doğum yapmış bayanlara, sistosel (idrar kesesi sarkması), rektosel (kalın barsak sarkması) ve/veya uterin prolapsus (rahim sarkması) olan bayanlara önerilmez. Çünkü vajinada bu tür anatomik bozukluğu olan bayanlarda, aparatın vajinadan düşmesi ihtimali olabileceğinden ve bu durum da gebeliğe sebep olabileceğinden, halka uygulanmaz. Ayrıca kronik kabızlığı olan kişilerde ıkınmaya bağlı aparat çıkma durumu göz önüne alınarak, doğum kontrol halkası önerilmez. Minimal risk olsa bile halkanın içerdiği maddeye karşı, vajinada veya peniste alerji meydana gelirse halka kullanılmaz.
Bunlar dışında damar tıkanıklığı, nörolojik semptom veren migren öyküsü, damarları etkileyen şeker hastalığı, pankreas iltihabı, kandaki yağ oranının yüksek olması, karaciğer fonksiyonlarının bozuk olması, ciddi karaciğer hastalığı, karaciğerde tümör (iyi veya kötü huylu) bulunması, genital bölge veya memeye ait habis hastalığın olması, tanısı konulmamış vajinal kanama olması ve gebelik durumlarında doğum kontrol halkası kullanılmamalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) İle Birlikte Vajinaya İlaç Uygulanabilir Mi ?
Doğum kontrol halkası kullanan ve vajinal enfeksiyonu olan hastalarda, vajinal bölgeye fitil uygulanabilir. Tedavi sürecinde ise halkayı çıkarmaya, korunmaya ara vermeye veya ek yöntemle korunmaya gerek yoktur. Enfeksiyonu olmadığı halde, ek yöntem olarak spermisit (sperm öldürücü ilaçlar) kullanmak isteyen bayanlar ise halka ile birlikte spermisiti vajinal bölgeye uygulayabilirler. Fakat spermisit veya enfeksiyon için fitil uygularken, bayan kazayla halkayı çıkarmamaya veya düşürmemeye dikkat etmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Hep Aynı Saatte Mi Alınmalı ?
Doğum kontrol haplarının (oral kontraseptifler) tam saatinde alınmasına gerek yoktur. Her gün tam vaktinden 2 saat önce veya sonra alınabilir. Bu, sorun yaratmaz. Fakat haplar bir sabah, bir akşam gibi düzensiz bir şekilde alınırsa hapların vücuda sağladığı hormon düzeyleri belli saatlerde düşeceğinden, hapların gebelikten koruma etkisi azalır. Önemli olan her gün düzenli şeklide aynı saatlerde alınmasıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Gebelikten %100 Korur Mu ?
Tıpta %100 olmadığı gibi tabi ki doğum kontrol hapları da %100 korumaz. Etkinliği %99.9’dur. Tabi bu oran, her gün aynı saatlerde düzenli ve doğru kullanımda geçerlidir. Düzenli kullanılmıyorsa etkinliği azalır. Hatta iki gün unutulduğunda, unutulan haplar, akla geldiği anda içilir ve o ay için ekstra bir yöntemle korunulması gerekir. Hap alındıktan sonraki üç saat içinde eğer kusma olursa veya bazı antibiyotikler (ampisilin, tetrasiklin vb.) kusma, ishal gibi yan etki yaparsa veya bazı ilaç tedavileri (fenitoin, rifampisin vb.) ile birlikte hap kullanılırsa, doğum kontrol haplarının (oral kontraseptifler) etkinliği azalır. Bu şekilde hapların koruma yüzdesi de azalır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Tüylenme Yapar Mı ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) tüylenme yapmaz. Tam aksi biz tüylenme tedavisinde doğum kontrol haplarını kullanırız. Tüylenmede biz bayandaki hormonal duruma, ultrasonografik bulgulara ve tetkik sonuçlarına göre antiandrojenik (erkeklik hormonunu azaltıcı) doğum kontrol haplarını veya haplara ek olarak bazı destek tedavilerini birlikte uygularız.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Haplarının Gebeliği Önleme Dışında Yararlı Etkiler Var Mı ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler), yumurtalık, rahim,kalınbağırsak kanserlerine karşı koruyucudur. Dış gebeliği, adet ağrılarını, pelvik enfeksiyonları azaltır. İyi huylu meme hastalıklarını, yumurtalık kistlerini, rahim urlarını azaltır. Adetleri düzenler. Hormonal dengeyi sağlar. Premenstrüel (adet öncesi) yakınmaları ve depresyon oranını azaltır. Daha az adet kanaması yaparak kansızlığı engeller. Sivilceleri ve tüylenmeyi azaltır. Kemik yoğunluğunu arttırır. Son yayınlar artritin (eklem iltihabı) daha şiddetli çeşitlerine gelişimini engellediğini göstermiştir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Haplarını Kimlere Önermeyiz ?
Bilinen veya kuşkulu gebeliği bulunanlara, tanı konulmamış vaginal kanaması olanlara, rahim (endometrium) kanserli bayanlara, 35 yaşını geçmiş günde 20 taneden fazla sigara içenlere, hipertansiyonu olanlara, aktif sistemik lupusu bulunanlara, gebelikte kolestatik sarılığı ya da hap kullanımında sarılığı olanlara, karaciğer fonksiyon bozukluğu, aktif karaciğer hastalığı, karaciğer tümörü ve sirozu olanlara, kontrolsüz diabeti olanlara, diabetin damarları etkilediği hastalara, nörolojik bulgu veren migreni olanlara,meme kanseri öyküsü veya meme kanserli hastalara, damar iltihabı geçirmiş kişilere, kalp kapak hastalığı veya kalp ritm bozukluğu olanlara, kalp, beyin, bacak damarlarının tıkanması hikayesi olan bayanlara, major cerrahi ile uzun süre hareketsiz kalacak olan kişilere doğum kontrol haplarını (oral kontraseptifler) önermeyiz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Nedir ?
Spiral, etkin doğum kontrol yöntemleri arasında yer alan rahim içine cerrahi müdahale ile yerleştirilen bakır veya hormon içeren genellikle T şeklinde olan araçtır. Başarısızlık oranı %1’dir. Kullanılan spiral türüne göre kullanım süresi değişir. Spiral rahim içinde yabancı cisim reaksiyonu yaparak gebeliğin rahime yerleşmesini ve spermlerin hareketini engeller. Hormonlu spiral (Mirena) rahim ağzı salgısını koyulaştırarak spermin geçişini engeller, rahim iç tabakasının kalınlığını azaltarak, hem gebeliği hem de aşırı kanamayı engeller. Hormonlu spiral (Mirena), kanaması fazla olan hastalarda tedavi amaçlı da kullanılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Ne Zaman Ve Nasıl Çıkarılır ?
Spiral, adetli veya adetsiz dönemde, jinekolojik muayene pozisyonunda rahim ağzındaki spiralin ipini görüp, bir alet vasıtasıyla ipinden çekerek, alınabilir. Bayanda enfeksiyon varsa, spirali almadan evvel antibiyotik verilerek, ilaç tedavisi desteği ile birkaç gün sonra çekilebilir. Eğer spirali çekme esnasında ipi koparsa veya zaten muayenede ipi görülmüyorsa, vaginal (alttan) cerrahi bir işlemle ve özel bir alet vasıtasıyla spiral rahim içinde bulunduğu yerden alınır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiralle Gebelik Olabilir Mi ?
Spiralle birlikte gebelik olabilir. Bayan bu yüzden adetlerinin düzenini iyi takip etmelidir. %1 gebelik ihtimali vardır. Eğer spiral yerinden kaydıysa bu ihtimal daha da artar. Eğer spiral ile birlikte gebelik olduysa ve eğer aile gebeliği istemiyorsa kürtaj için bebeğin haftası uygunsa, spiral çekilir ve kürtaj yapılır. Eğer gebelik isteniyorsa ilk 3 aylık dönemde ultrason ile gebelik ve spiralin yeri değerlendirilir. Eğer spiral alınamaz veya alınmazsa %50 gebelik sonlanabilir. İlk 3 ayda spiral alınabiliyorsa, alınmalıdır. Çünkü alındığında düşük riski %25 olur. Daha ilerleyen haftalarda spiralle gebe kalmış bayan bize başvurduğunda, spiralin ipi rahim ağzında izlenemez, spiral ile plasenta arasında bağ oluştuğundan spiral alınamaz. Bu gebelikte bayan enfeksiyon, suyunun erken gelmesi ve erken doğum yönünde uyarılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Kullananlar Nelere Dikkat Etmelidir ?
Spiral takıldıktan ve doktor tarafından ultrasonografi ile rahim içinde normal yerinde olduğu teyit edildikten sonra, bayan eğer şikayeti olmazsa senede bir kadın-doğum uzmanına başvurarak spiral kontrolünü yaptırtmalıdır. Biz bu kontrolde vaginal muayene ile enfeksiyon olup olmadığını, rahim ağzının durumunu, spiralin ipini kontrol ederiz. Ultrason ile spiralin rahim içindeki yerinin normal olup olmadığını, kayıp kaymadığını inceleriz. Kontrol haricinde spirali olan bayanın eğer akıntısı ve kasık ağrısı olduysa tedavisi için kontrol zamanını beklemeden mutlaka uzmana başvurması gerekir. Çünkü spiral, enfeksiyonun ilerlemesini kolaylaştırabilir. Spirali olan bayan, spiralin ipiyle kesinlikle oynamamalıdır. Çünkü ipiyle oynadığında ve spiralin yeri aşağı doğru değiştiğinde spiralin koruyuculuğu azalır. Tabi ki spiral ile de gebelik riski olduğundan bayan adetlerini takip etmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
İpi Görünmeyen Spiral Nasıl Alınır ?
Rahim ağzında ipi görülemeyen spiral, hasta isteğine göre genel veya lokal anestezi ile jinekolojik muayene pozisyonunda özel bir alet kullanılarak alınır. Bu işlemde jinekolojik pozisyonda gerekli anestezi sağlandıktan sonra özel sıvı ile vajina ve rahim ağzı bölgesi temizlenir. Rahim bir alet vasıtasıyla tutulup, sabitlendikten sonra, rahim içinde olan spiral, özel alet ile hissedilerek, tutulur ve rahim dışına alınır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Transdermal (Cilt Üzerine) Uygulanan Bant Koruma Sağlar Mı ?
Düzenli ve uygun kullanıldığında etkinliği %99.9’dur. Fakat bantın yerinde ve cilde tam temas ediyor olduğu kontrol edilmelidir. Çünkü aksi durumlarda koruma yüzdesi düşer ve gebelik riski artar. Transdermal uygulanan yama yöntemiyle 90 kilo üzerindeki bayanlarda doğum kontrolünde başarısızlık riskinde artış olduğu ileri sürülmektedir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tüp Bağlatma (Tüp Ligasyon) Nedir ?
Tüp bağlatma (tüp ligasyon), bayanlara ameliyat ile yapılan bir doğum kontrol yöntemidir. Yöntem kalıcı, geri dönüşümsüz bir yöntemdir. Normalde yumurtalıktan atılan yumurta, tüplerden geçerek, sperm ile karşılaşır. Tüpün içinde sperm ile yumurta hücresi birleşerek, tek hücre halinde rahim içine gelir ve rahime yerleşir. Gebelik rahim içine yerleştikten sonra orada büyümeye devam eder. Ameliyat ile tüpler bağlanarak, sperm ile yumurtanın birleşmesi engellenir. Bu şekilde yeni bir gebeliğin önüne geçilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kimler Doğum Kontrolü İçin Tüp Bağlatmayı Seçmelidir ?
Tüp bağlatma (tüp ligasyon) geri dönüşümsüz bir yöntem olduğu için ebeveynler bir daha çocuk sahibi olmak istemediklerinden eminse, en az iki çocukları varsa, Türkiye ortalamasında 35 yaşını geçtiyse veya yeni bir gebelik anne hayatını tehdit edecekse tüpler bağlanabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tüp Bağlatan Bayan Tekrar Çocuk Sahibi Olabilir Mi ?
Tüp bağlatan bayan tekrar çocuk sahibi olabilir. Bunun için iki yöntem vardır. Bağlanan tüplerin mikrocerrahi yöntemle açılması ile veya tüp bebek yöntemi gebelik olabilir. Mikrocerrahi yöntemi ile başarı %75 civarındadır. Bu yöntemle tüpler açıldıktan sonra gebe kalındığında ise dış gebelik ihtimali yüksektir. Bu yüzden günümüzde tüp bebek yönteminin de gelişmesiyle birlikte, tüp bağlatan hastalara tüp bebek yöntemi ile çocuk yönünde yardımcı olunmaktadır. Fakat isteyen hastalarımıza mikrocerrahi teknik ile tüplerin açılma ameliyatı uygulanıp, çocuk için destek sağlanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tüp Bağlatmanın (Tüp Ligasyon) Yan Etkisi Ve Riskleri Var Mıdır ?
Tüp bağlatma (tüp ligasyon) ameliyatından sonra halk arasında söylenen kist, ağrı, erken menopoz, adet düzensizliği gibi ameliyata bağlı yan etki olmaz. Ameliyat sonrasında sadece çocuk olması engellenmiş olur. Kadınlık açısından hiç bir eksiklik olmaz. Tüp bağlatma (tüp ligasyon) ameliyatının riskleri, normal bir ameliyatta herkes için geçerli olan ameliyat riskleridir. Bu ameliyata özel ayrı bir risk yoktur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Yöntemleri Nelerdir ?
DOĞUM KONTROL YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Hormonal, hormonal olmayan yöntemlerle ve cerrahi olarak korunma olabilir.
Hormonal olmayan yöntemler: Geri çekme, ovulasyon zamanına yakın cinsel sakınma, kondom,spermisit (sperm öldürücü fitil), servikal (rahim ağzına)diyafram –kapak, spiral
Hormonal olan yöntemler: Doğum kontrol hapları, enjekte edilen hormonal kontraseptifler (aylık ve 3 aylık iğneler), deri altına yerleştirilen implantlar (İmplanon-hormonlu çubuk), hormonlu spiral (Mirena), doğum kontrol halkası (Nuvaring)
Cerrahi yöntemler: Bayanın veya erkeğin tüplerinin bağlanması
Toplumda en sık geri çekme yöntemi kullanılsa bile, bundan başka kondom, doğum kontrol hapları, spiral kullanılır. Son yıllarda hormonlu spiral ve deri altına yerleştirilen hormonlu çubukları özellikle kanaması fazla olan bayanlarda kullanarak hem bayanın rahimini korumuş oluruz yani rahimin alınmasından onu kurtarırız, hem kanamayı azaltırız hem de gebelikten korunma sağlarız. Eğer bayanda bazı hastalıklar mevcutsa o hastalıklara uygun doğum kontrol yöntemini söylemekteyiz. Fakat bir hastalığı olmayan bayanlarda en iyi doğum kontrol yöntemi aslında çiftlerin tolere edebildikleri, rahat ve mutlu oldukları yöntemdir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Emziren Anne Nasıl Korunmalıdır ?
Emziren annenin eşi prezervatif ile korunabilir. Bayan ise 3 aylık iğne,spiral ,spermisid ve deri altına yerleştirilen hormonlu çubuklar ile korunabilir. Yalnız 3 aylık iğneler daha sonra kanama problemi yapabilir ve bayanın adetini kesebilir ve daha sonra çocuk istense bile 1 seneye kadar gebeliği engelleyebilir. Hormonlu çubuklar, adeti azaltır. Çıkarılınca hemen gebe kalınabilir. Emziren annelere, sütün kalitesini bozduğu ve miktarını azalttığı için doğum kontrol hapını önermiyoruz. Emziren anneler daha çok spirali tercih etmektedir. Biz korunma yöntemlerini bayana anlatıp, tercihi ona bırakıyoruz. Çünkü en iyi korunma yöntemi, çiftlerin en mutlu oldukları ve tolere edebildikleri yöntemdir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelik Testlerinde En Erken Ne Zaman Sonuç Alabilirim ?
İdrarda yapılan testlerde, testin kalitesi ve hassasiyetine bağlı olarak adet geçmesiyle birlikte gebelik saptanabilir. Fakat kanda gebelik testinde adetin geçmesini beklemeye gerek yoktur. İlişkiden yaklaşık on gün sonra kanda gebelik testiyle, gebelik saptanabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Emziren Bayanın Göğsünden Süt Gelebilir Mi ?
Emzirmeyen bayanın göğsünden süt gelebilir. Bu anormal bir durumdur. Bu bayanlarda beraberinde adet görmeme şikayeti de olabilir. Bu şikayetiyle bize başvuran hastalarda biz prolaktin denen süt hormonu seviyesine bakarız. Bu hormonun yüksekliği durumunda beyinde bu hormonun salgılandığı bölgenin manyetik rezonans incelemesini isteriz. Eğer sonuçta o bölgede tümör saptanmaz veya 1 cm’den küçük tümör saptanırsa prolaktini düşürücü ilaç tedavisi uygularız. Fakat tümör 1 cm ‘den büyük ise hastayı cerrahi tedavi amacıyla beyin cerrahi uzmanına yönlendiririz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Genital Siğil Tedavi Edilmezse Ne Tür Sorunlara Yol Açabilir ?
Genital siğil tedavi edilmezse eşine bulaştırma riski ortaya çıkar. Tedavisiz kalındığında siğiller etrafa yayılır ve sayıları artar. Bu şekilde tedavisi daha zor olur. Yapılacak müdahale veya ameliyatın süresi uzar. Ayrıca geç tedavi yapılırsa, cerrahi tedavi sonrası nedbe dokusu daha fazla olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Vajen Daraltma Ameliyatları Ne Zaman Yapılır ?
Vajinada hissizlik ve bolluk durumu özellikle normal doğum yapan bayanlarda görülen problemdir. Bu şekilde cinsel fonksiyonlarda bozukluk ortaya çıkar. Bu grup hastada ilk etapta hastanın vajinal muayenesini yaparız ve cerrahi tedaviye alternatif olarak uygun vakalarda ilk önce bio-feedback Kegel egzersiz tedavisi dediğimiz tedaviyi uygularız. Bio-feedback Kegel egzersiz tedavisinde bir sistem vajinaya yerleştirilerek bayanın o bölgesindeki kaslarını fark etmesini, kontrollü çalıştırmasını ve kas kuvvetlerini arttırmasını sağlarız. Bio-feedback Kegel egzersiz tedavisini doğum sonrası dönemde lohusalık bittikten sonra o bölgenin toparlanması, kas gücünün yeniden sağlanması ve ilerleyen yıllarda doğuma bağlı idrar kaçırma,rahim sarkması, vajinal bolluk ve hissizlik olmaması için de uygularız. Bio-feedback Kegel tedavisini haftada 2-3 seansta yaklaşık 15-20 dakika uygulayarak yaklaşık 6 haftada olumlu sonuçları alırız. Bu şekilde cerrahi gerekmeden, yan etkisiz şekilde sonuç almak mümkündür. Fakat muayene sonucunda vajende bolluk fazla ve kas gücü iyi olmayan vakalarda cerrahi tedavi ile vajina daraltılarak cinsel fonksiyon bozukluğu düzeltilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
HPV Enfeksiyonunun Vücuttaki Doğal Seyri Nasıl Olur ?
HPV vücuda girdikten sonra 1-8 ay inkübasyon dediğimiz kuluçka süresi geçer. Bağışıklık sisteminin HPV’ye karşı cevabı meydana gelir. Bu cevabın durumuna göre uzun süreli klinik iyileşme veya kalıcı-tekrarlayan hastalık meydana gelir. İmmün sistemi normal kişilerde 12 ayda %50, 18 ayda %75, 2 senede %90 oranında HPV enfeksiyonu kendiliğinden geriler. %3-10 oranında enfeksiyon persistan (devamlı) hale gelir. Bu grup kanser öncesi lezyonlar ve rahim ağzı kanseri için risk altındadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebeliğin Kaçıncı Haftasına Kadar Kürtaj Yapılabilir ?
İsteğe bağlı kürtaj dediğimiz, bebek aldırma işlemi yasal olarak 10 haftaya kadar yapılabilir. 10 haftaya kadar olan kürtajlarda ailenin isteği ön plandadır. 10 haftadan sonra ise aile isteği ortadan kalkar. 10 haftadan sonra bebekte kromozomal veya yaşamla bağdaşmayan bedensel bir anomali varsa veya annenin durumu tıbbi olarak gebeliği kaldıramayacaksa, bu durumlar ispatlanır. Aile ve doktorların onayıyla 10 haftadan sonra da gereklilik durumunda 22. Haftaya kadar kürtaj yapılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtajda Hangi Anestezi Kullanılır ?
Kürtaj, genel, epidural,spinal ve lokal anestezi ile yapılır. Fakat en sık genel ve lokal anestezi kullanılır. Lokal anestezi ile rahim ağzına anestezik madde uygulanır. Halbuki biz kürtaj işlemini rahim içinde yaptığımızdan, lokal anestezi ile bayanın ağrı eşiğine göre ağrı az veya çok hissedilebilir. Genel anestezi ile ise koldan anestezik madde verilir ve bayanın 10-15 dakika uyuması sağlanır. Bu sürede kürtaj tamamlanır ve bayan kürtaj sırasında hiç ağrı hissetmez. Genel anestezi daha konforlu olduğundan biz kürtajda genel anesteziyi tercih ediyoruz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Olduğum Anlaşılır Mı ?
Eğer sorunsuz kürtaj veya kürtajlar geçirildiyse bunların sayısı ve zamanını doktor muayene ile anlayamaz. Çünkü kürtaj işleminde bir kesi veya dikiş yoktur. Herhangi bir iz olmadığı için de doktor kürtaj olunduğunu fark edemez. Kürtaj sayısı ve zamanını hastanın söylemesi gerekir.Fakat kürtajda sorun olduysa doktor muayene, ultrason ve rahim filminde şüphelenebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Sonrası Nelere Dikkat Etmeliyim ?
Kürtaj işlemi sonrası aksi bir durum yoksa 2 saat sonra eve gönderebiliriz. Kürtaj sonrası bayan enfeksiyondan korunmak amaçlı yaklaşık 10 gün cinsel ilişki, havuz, denizden uzak durmalıdır. Ayrıca küvette vagene su gidebileceğinden ayakta duş almalıdır. Kürtaj sonrası bayanın adet kadar kanaması olabilir. Eğer bayanın adetten fazla kanaması olursa, kokulu akıntısı olursa doktoruna başvurmalıdır. Ayrıca kürtaj sonrası bayanın hafif ağrısı olabilir. Fakat ağrısı azalmaz ve daha da artarsa mutlaka hekimine başvurmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Sonrası Psikolojik Problem Olur Mu ?
Eğer bayan gebeliği istemiyorsa bu bayanlarda kürtaj sonrası psikolojik problem olmaz. Fakat bayanın isteyip, eşinin gebeliği istemediği veya bebekte yaşamla bağdaşmayan sakatlık durumlarında yapılan kürtaj sonrası psikolojik bozukluk olabilir. Hatta bayanın psikiyatrik destek alması gerekebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Yaptıran Yeniden Gebe Kalabilir Mi ?
Eğer kürtaj uygun, temiz ve steril koşullarda sorunsuz yapıldıysa, kürtaj sonrası doktorun kontrolünde her şey normalse, bayan doktorunun kürtaj sonrası önerilerine uyduysa bayan tekrar gebe kalabilir. Fakat uygun olmayan şartlarda yapılan, kürtajda rahim delinmesi veya enfeksiyon ve rahim içi yapışıklık gelişen kürtajlarda bir sonraki gebelik tehlikeye girebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Sendromunun Belirtileri Nelerdir ?
Polikistik over hastalığı olan bayanlarda seyrek adet görme şeklinde adet düzensizliği, tüylenmede artış, şişmanlık,saç dökülmesi, sivilce, çocuk sahibi olamama, şeker hastalığı veya erken haftalarda gebelik kaybı gibi belirtiler görülebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Hastaların Karşılaşabileceği Sağlık Problemleri Nelerdir ?
Polikistik overli hastalarda yumurtlama olmadığından adet düzensizliği ve kısırlık (infertilite) problemi görülür. Ayrıca bu hastalarda yüksek testesteron düzeyine bağlı olarak ciltte yağlanma,sivilce (akne), saç dökülmesi, tüylenme görülebilir. Vücuttaki östrojenin etkisini dengeleyen progesteron hormonunun düşüklüğü ve dolaylı olarak östrojen yüksekliğine bağlı olarak, ilerleyen yıllarda rahim (endometrium) kanseri , kesinleşmemiş olmasına rağmen meme kanseri riski artmaktadır.
Polikistik over hastalığı olanlarda şişmanlık, kan kolesterol ve yağ düzeyi fazladır. Bu durum polikistik over hastalarında kalp-damar hastalıkları ile hipertansiyon riskini arttırır. Ayrıca polikistik over hastalarında insülin seviyelerinin yüksek seyretmesi, şeker hastalığı ihtimalini normal bireylere göre 5 kat arttırır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Tedavi Yaklaşımları Nelerdir ?
Polikistik overli hastalar kilolu veya kilo almaya meyilli hastalardır. Aşırı kilo hormonal düzeni de bozacağından ve hastalığın şiddetini arttıracağından dolayı, bu hastaların kilo kontrolü diyetisyen desteği ile sağlanmalıdır. BMI (Vücut Kitle İndeksi) 27’nin altında tutulmalıdır. Ayrıca bu hastalar egzersiz de yapmalıdır. Egzersiz hem kilo kontrolü, hem de adet düzeni için gereklidir.
Tüylenme, %70 polikistik overli hastada görülebilen problemdir. Tüylenme ilaç tedavisi ile engellenir. Fakat ilaç tedavisi önceden oluşmuş tüylere etkisizdir. Bu tüyler de cildiye konsültasyonu ve epilasyon desteği ile ortadan kaldırılır.
Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı tarafından polikistik overli hastaların adet düzensizliği, tüylenme tedavisi ilaçlarla (doğum kontrol hapları veya progesteron ) sağlanır. Polikistik overli hastaların yarısında DHESO4 yüksektir ayrıca yüksek östrojen düzeyine bağlı olarak %20-30 polikistik overli hastada prolaktin hormonu da yüksek seyreder. İlaç tedavisi ile bu anormallikler normale döndürülür. Çocuk isteyen hastalara çocuk tedavisi yönünde destek sağlanır. Vücutta artmış fazla östrojene bağlı olarak ilerleyen yıllarda rahim kanseri riski olduğundan jinekolog tarafından ilaç desteği ile önlem alınır ve takip yapılır.
Polikistik overli hastalarda insülin ve testesteron fazlalığı olabilir. Buna bağlı olarak erken haftalarda gebelik kayıpları ve gebeliğe bağlı şeker hastalığı ihtimali artar. Kadın doğum uzmanı gebelikte bu durumların önlemini alır ve takibini yapar.
Polikistik over hastalığı olan kişilere 75gr şeker yükleme testi yapılarak, insülin rezistansı denen durum olup olmadığı saptanır. Çünkü polikistik over hastalığında insülin yüksek seyredebilir. İnsülinin yüksek seyretmesi, kan yağlarını ve kolesterolü yükseltir, buna bağlı kalp damar hastalığı ve hipertansiyon ihtimali artar. Ayrıca insülin yüksekliğine bağlı olarak polikistik overli hastalarda şeker hastalığı ihtimali artmıştır. İşte bu metabolik bozukluklar dahiliye uzmanı tarafından ilaç tedavisi ile önlenir, takibi yapılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Premenstrüel (Adet Öncesi) Gerginlik Sendromu Kimlerde Görülür ?
Premenstruel sendrom (Adet öncesi gerginlik sendromu), yumurtalıkları düzenli çalışan, yumurtlaması olan bayanlarda görülür. En sık görülme yaşı 20’li yaşların sonraları ile 30’lu yaşların başlarıdır. Bu sendrom yumurtlama dönemi ve sonrasındaki hormonal aktiviteye bağlı olarak meydana geldiği için, yumurtlamanın olmadığı ergenlik ve menopoz döneminde görülmez.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Premenstrüel (Adet Öncesi) Gerginlik Sendromunun Tanısı Nasıl Konulur ?
Premenstruel sendromun (Adet öncesi gerginlik sendromu) tanısını koymak için günümüzde geçerli objektif tarama ve tanı testi yoktur. Bu sendromda görülen şikayetlerle ilgili olabilecek psikiyatrik, mide-barsak, genital ve idrar yoluna ait hastalıkların muayene ile ekarte edilmesi ve doktorun bu sendromdan şüphelenip hastanın hikayesini iyi alması ile tanı konulur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısı Yapılmalı Mı ?
HPV, bariz enfeksiyon yaratmaz. İmmün sistemden kaçan bir virüstür. Bu yüzden doğal enfeksiyon sonrası antikor yanıtı zayıftır, vücutta tam koruyuculuk için yeteri kadar yanıt oluşamaz. Bundan dolayı doğal enfeksiyon sonrası antikor geliştiren bireyler, daha sonra aynı HPV tipinden tekrar enfekte olabilirler. Doğal enfeksiyonlarda HPV tip 16,18 smearlerde saptanmamıştır. Doğal enfeksiyon sonrası nötralizan antikor yanıtı zayıf olduğundan, aşı ile bu yanıt daha fazla olacağından, koruyuculuk, aşı ile olmalıdır.
Aşı olmak için başka nedenler de vardır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Bayanların smear takiplerini yetersiz düzeyde yaptırması.
Smear sonuçlarının yanlış olabilmesi (smear testinin doğruluk oranları %35-85 arasında değişir)
HPV ile karşılaşılsa bile yeniden HPV enfeksiyonu ile karşılaşma riski olması.
Smear testinde, adenokarsinomlar için atipik glandüler hücrelerin saptanma güçlüğü olması.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısı Hastalıktan Tamamen Korur Mu ?
Son yapılan araştırmalara göre; aşının başlandığı zamandan itibaren 7 senede %100’e varan oranlarda koruma sağladığı saptanmıştır. Tip 16,18 rahim ağzı kanserinin %70’inden, Tip 6,11 ise genital siğillerin %90’ından sorumludur. İki tip rahim ağzı kanser aşısı vardır. Bir tanesi tip 16,18’e karşı yani rahim ağzı kanserine karşı etkilidir. Diğer aşı ise Tip 6, 11, 16, 18’e karşı hazırlanmıştır. Hem rahim ağzı kanseri hem de genital siğillere karşı etkilidir. Ayrıca aşı ile diğer HPV tiplerine karşı da %35-85 arasında çapraz koruma olabileceği belirtilmiştir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısı Öncesi Test Yapmaya Gerek Var Mı ?
Rahim ağzı kanseri öncesi herhangi bir teste gerek yoktur. Smear veya HPV testi yapmak ve bu testlere göre karar vermek gereksizdir. Herhangi bir test yapmadan aşı yapılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
ASCUS Nedir ?
Ascus, smear testi sonucunda önemi belirlenemeyen atipik hücrelerin saptanması ile karakterize takibi gereken tanıdır.
Bu tanıya sebep olabilecek iltihap veya hormonal eksiklik tedavisi yapıldıktan yaklaşık 6 ay sonra pap-smear tekrarlanmalıdır.
6 ayda bir takiple en az 2-4 kez normal sonuç alındıktan sonra senelik takibe geçilebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanseri Görülme Sıklığı Nedir ?
Günümüzde dünyada rahim ağzı kanserinden ölüm oranı meme kanserinden sonra ikinci sırada yer alır. Gelişmekte olan ülkelerde ise rahim ağzı kanseri ilk sıradadır. Dünyada her iki dakikada bir bayan rahim ağzı kanseri nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Ölümlerin %80’i gelişmekte olan ülkelerde olmaktadır. Dünyada her yıl 493.000 yeni rahim ağzı kanseri tanısı konulmakta ve yılda rahim ağzı kanserinden 274.000 ölüm olmaktadır. Türkiye’de yılda 1364 yeni vaka ve 762 ölüm beklenmektedir.
Bu istatistiklere rağmen günümüzde erken tanı, korunma yolları, smear testi takip programı ile rahim ağzı kanseri %100 önlenebilir hastalık durumundadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanseri Kaç Senede Oluşur ? Kaç Yaşlarında Görülür ?
Rahim ağzı kanseri hemen gerçekleşmez. Rahim ağzı kanseri oluşması için 3-10 sene geçmesi gerekir. Kanser öncesi lezyonlar 25-35 yaşlar arası görülürken, rahim ağzı kanseri 40 yaşından sonra belirgin artar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanseri Nasıl Tedavi Edilir ?
Rahim ağzı kanseri erken safhada ise cerrahi olarak ameliyatla tedavi edilir. Fakat kanser, rahim ağzından yanlara çatı kemiklerine doğru yayıldıysa, kemoterapi (ilaç) ve radyoterapi (ışın) ile tedavi edilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Vajinismus Sebepleri Nelerdir ?
Vajinismusun sebebi daha çok psikolojik kökenlidir. Bayanın yetersiz cinsel eğitimi veya etrafından cinsel ilişkiye ait korkutucu sözler duymasından dolayı, ilişkiye ait korkularının gelişmesi sonucunda olabilir. Ayrıca geçmişteki cinsel suistimal, ağrılı ilk pelvik muayene veya ilk ağrılı cinsel ilişki deneyimi gibi hoş olmayan tecrübelere yönelik de meydana gelebilir. Bu gibi psikolojik durumlar dışında medikal tedavi gerektiren durumlar da mevcuttur. Medikal durumlar vajinismusun nadir nedenleri olmalarına rağmen, dikkatli pelvik muayene ile endometriozis (rahim içi tabakanın karın içinde de olması), vajende,rahim ve yumurtalık bölgesinde iltihap, kısmı olarak kapalı kızlık zarı ,vajen bölgesinde anatomik bozukluk veya yapışıklıklar, vajinal kuruluk ekarte edilmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Vajinismusta Psikolojik Tedavi Mümkün Mü ?
Vaginismusun psikolojik boyutu daha fazla olduğu için tabi ki psikolojik tedavisi mümkündür. Ama ilk önce bu hastaların mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına muayene olması gerekir. Bu muayene sonucunda vaginismusun tedavisinin medikal, cerrahi, psikolojik boyutları değerlendirilerek, plan yapılır. Medikal ve cerrahi tedavinin gerekli olmadığı vakalarda psikolojik tedavi uygulanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrılı Adet Tipleri Nelerdir ?
Primer ve sekonder dediğimiz şekilleri vardır. Primer dismenore, rahim ve yumurtalıklarda anormal durum yokken olan adet ağrısıdır. Menarştan 1-2 sene sonra ovulatuar sikluslarla birlikte başlar. Sebebi, adet döneminde rahim içinde artan,ağrıya sebep olan prostaglandin dediğimiz maddedir. Sekonder dismenore ise, bulunan bir patolojiye bağlı olarak ağrılı adet görmedir. Sekonder dismenorede, ağrı adetten 1-2 hafta önce başlar ve kanamanın durmasından sonraki birkaç güne kadar devam eder. Sebebi en sık endometriozis (rahim içi tabakanın yumurtalık ve karın içinde de bulunması), adenomyozis (rahim içi tabakanın rahim kas tabakasında da bulunması) ve spirale bağlıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Normal Adet Nedir ?
Normal adet, bayanların 21-35 günde (ortalama 28 gün) bir gördükleri, 2-6 gün süren toplam 20-60 ml kan kaybettikleri kanamadır. Bayanın adetinin ilk günüden diğer adetinin ilk gününe kadar olan döneme siklüs denir. Her bayan bir adetten sonra yeni siklüsünde bazı hormonların artmasıyla yumurtalıkların bir tanesinde yumurta oluşturur aynı zamanda rahim içi tabakanın (bebeğin rahimde yerleştiği bölge) gebelik için gelişmesini sağlar. Fakat o ay gebelik meydana gelmediyse hormonal aktivitenin azalmasıyla birlikte rahim içi tabaka dökülür. Bu rahim içi tabakanın dökülmesi adet (menses) olarak adlandırılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
İlk Adet Gören Kızlarda Adet Düzensizliği Olur Mu ?
Menarş (ilk adet ) dediğimiz durumdan sonraki 2 yıl içinde adetler düzensiz olabilir. Çünkü genç kızın gelişim sürecinde ilk adetten sonra adetleri düzenli görmeyi sağlayıcı hormonal sistem de gelişme döneminde olduğundan, bu süreç 2 yılı bulur. Bu yüzden bu süreçte adetler düzensiz olabilir. Bu durumu normal olarak değerlendiririz. Eğer bayanın adet düzeni 2 sene geçmesine rağmen yerine oturmamışsa veya adetler düzene girdikten sonra bozulduysa doktor değerlendirmesine gerek vardır. Enfeksiyon, hormonal bozukluk ve hormonal bozukluğa neden olan bazı sebepler adet düzensizliğine sebep olabilir. Bu sebepler şunlardır:
Polikistik over sendromu (yumurtalıklarda küçük kistçikler, sivilcelenme,tüylenme ve seyrek adet ile seyreden sendrom )
Tiroid bezinin az veya çok çalışması
Aşırı ve ani kilo alma ve verme
Aşırı fiziksel egzersiz
Stres
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Menopoz Öncesi Dönemde Adet Düzensizliği Olur Mu ?
Menopoz öncesi dönemde adet düzensizliği olur. Bu düzensizliğin süresi kişiden kişiye göre değişir. Bu dönem menopoza girmeden evvelki 1-2 yıldan 7 yıla kadar uzayabilir. Bu dönemde artık yumurtalıklar fonksiyonlarını yitirmeye başladığından hormonal aktivite azalır. Buna bağlı olarak ateş basmaları, terleme, depresyon gibi şikayetler başlar. Bu dönemdeki bayanlar ultrason, rahim içi örnekleme veya histereskopi ile değerlendirilir. Anormal durumun olup olmadığı saptanır. Aynı zamanda menopoza yakın dönem ve menopoza girilen ilk yıllarda kemik erimesi hızlı olduğundan, eğer bayanın tetkikler sonucunda tıbbi durumu müsaitse biz hormon desteğiyle bayanın adetlerini düzenleriz, kemik erimesini önleriz ve de terleme, ateş basması gibi şikayetlerini engellemiş oluruz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Üreme Çağındaki Bayanda Adet Düzensizliği Sebepleri Nelerdir ?
Üreme çağında adet düzensizliğinde ilk aklımıza gelen gebeliktir. İlk önce gebelik testi yaparak bu kanamanın gebelikten dolayı olup olmadığını anlarız. Eğer gebelik yoksa adet düzensizliğinin sebebini araştırırız. Bu sebepler arasında; kadınlık hormonlarında anormallik, tiroid bezinin az veya çok çalışması, androjen (erkeklik hormonu) fazlalığı, prolaktin(süt hormonu) fazlalığı yer alır. Ayrıca aşırı alkol kullanan bayanlarda ve karaciğer hastalığı olanlarda pıhtılaşma faktörleri azaldığından veya doğuştan pıhtılaşma faktörü eksikse adetlerin miktarı fazla olabilir.
Vaginit (doğum yolu iltihabı), servisit (rahim ağzı iltihabı), endometrit (rahim içi enfeksiyon), rahim ağzı yarası (servikal erozyon), rahim ağzı et beni (servikal polip), rahim içindeki spiralin kayması, rahimde myom (ur) olması, adenomyozis (rahim içi tabakanın rahimin kas tabakası içinde de bulunması), endometrial polipler (rahim içinde et beni), endometrial hiperplazi (rahim içi tabakanın kalınlaşması), Asherman sendromu (rahim içi yapışıklık) adet bozukluğu yapar. Ayrıca yumurtalıklarda kist olması veya polikistik over (yumurtalıklarda kistçik olması) hastalığı ve rahim,rahim ağzı vagina ve yumurtalık kanseri de adet problemi yaratır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Düzensizliği Tanısı İçin Yapılan Testler Nelerdir ?
İlk önce gebelik testi yapılarak gebelik olup olmadığı saptanır. Eğer gebelik yoksa adet düzensizliğinin diğer sebeplerini araştırmak için diğer testler yapılır. Eğer bayanda kanama miktarı fazlaysa hemogram yapılır. Bu test bize bayandaki kansızlık durumunu hem de trombosit denen kanın pıhtılaşması ile ilgili hücrelerin sayısını gösterir.
Hormon testleri (FSH, LH, E2, Prolaktin, tiroid hormonları, testesteron vs.) hormonal durum hakkında bilgi verir.
Ultrasonografi ile myom (ur), rahim içi artmış kalınlık veya yumurtalıkta kist gibi anormal durum gösterilir.
Salin infüzyon sonografi (SİS), rahim içine steril serum verilerek yapılan özel bir ultrason tekniğidir. Bu ultrason ile rahim içinde polip veya myom (ur) saptanır.
D&C, rahim içinden parça almaktır. Rahim içinde anormal durum olup olmadığı anlaşılır.
Histereskopi, rahim içinin kamera ile görüntülenmesidir. Bu şekilde rahim içinde myom (ur), polip veya rahim içi yapışıklık saptanıp, tedavi edilir.
Histerosalpingografi (HSG), rahim içine filmde görülebilen sıvı verilerek rahim filmini çekmektir. Bu film ile rahim içinde myom (ur), polip veya rahim içi yapışıklık saptanır. Fakat günümüzde histereskopi ve SİS yönetiminin gelişmesiyle, adet düzensizliği tanısında histerosalpingografi tetkikinden uzaklaşılmıştır.
Magnetik Rözenans İnceleme (MRI), nadir yapılır. MRI sayesinde karın içinde görülen kitlenin rahime ait olup olmadığı saptanır. Rahime ait bir ur varsa, bunun sayısı, büyüklüğü, yerleşim yeri, diğer organlara özellikle idrar yollarına yaptığı basının derecesi saptanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Düzensizliği Adet Söktürücülerle Tedavi Edilir Mi ?
Adet düzensizliği şikayeti olan bayanı ilk önce gebelik yönünde değerlendiririz. Eğer gebelik yoksa muayene ve ultrason ile adet düzensizliğine sebep olan bir patoloji var mı? Bunu araştırırız. Eğer anormal durum saptamazsak adet söktürücü ilaçlardan verebiliriz. Bu preparatlar progesteron içerir ve adet düzensizliğinde kullanılabilen ilaçlar arasındadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adeti Özel Bir Güne Gelen Bayan Adetini Nasıl Geciktirebilir ?
Bayanların adet günleri bazen tatil veya başka bir özel zamanlarına denk gelebilir. Bu durumda biz bayanların adetini geciktirerek bu günleri atlatmasını sağlarız. Bunun için progesteron hormonundan faydalanırız. Progesteronu bayan adet beklediği tarihten 5-7 gün önce başlar. Adet görmek istediği tarihden 2-3 gün öncesine kadar kullanır. Hapı bıraktıktan 2-3 gün sonra adetini görür. Fakat bu gördüğü adet miktarı diğer adetlerine göre biraz daha fazla olabilir bu yüzden bayanın endişelenmemesi gerekir.
Düzenli olarak doğum kontrol hapı kullanan bayanın adeti özel bir güne denk geliyorsa, bayan o ay hapa ara vermeden diğer kutuya başlayarak , o ay özel gününe denk gelen adetini atlatacaktır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrılı Cinsel İlişkinin (Disparoni) Sebepleri Nelerdir ?
Ağrılı cinsel ilişkinin birçok sebebi vardır. Bu sebepler şunlardır:
Kadın genital dış bölgesinin iltihabı, o bölgenin aşırı duyarlı olması, o bölgeye uygulanan sabun,ilaç veya kozmetik maddelere karşı gelişen alerjik duruma bağlı tahriş, yine o bölgedeki özellikle herpes (uçuk) virüsüne ait enfeksiyonlar.
Vaginal bölgeye ait enfeksiyonlar (mantar,bakteriyel, paraziter) , normal doğum sonrası dikiş yerlerinde meydana gelen düzensiz yara iyileşmesi, normalden daha sert kızlık zarı.
Menopoz ve emzirme döneminde östrojen azlığına bağlı vaginal kuruluk .
İdrar kesesi ve idrar yolu iltihabı, kronik kabızlık.
Rahimde ur (myom) veya yumurtalıkta kist olması, rahim ve yumurtalık bölgesinde iltihap, ayrıca endometriozis (rahim içi tabakanın karın içinde de bulunması) hastalığıdır.
Bu patolojik durumlara rastlamadan, psikolojik kaynaklı olarak da ağrılı ilişki görülebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dış (Ektopik) Gebelik Nedir ?
Dış gebelik, gebeliğin rahim dışında herhangi bir yere yerleşip büyümeye devam etmesidir. Bu yerleşim yeri sıklıkla tüplerdir. Diğer yerler arasında yumurtalıklar, karın içi, rahim ağzı veya daha evvelden sezaryen ameliyatı olanlarda rahimdeki ameliyat bölgesi yer alır. Dış gebelik anormal bir durumdur. Anne hayatını tehdit edebilir. Bu yüzden takibi, ilaçla veya cerrahi olarak tedavisi gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dış (Ektopik) Gebelik Nasıl Saptanır ?
Dış gebelikte hasta en sık ağrı şikayetiyle başvurur. Bundan başka vaginal kanama ve adet gecikmesi şikayeti de olabilir. Hatta hasta hastaneye gelmekte geç kalmışsa, iç kanama nedeniyle baygın ve şokta gelebilir. Bu şikayetlerle başvuran hastada ilk olarak dış gebelik düşünürüz ve muayenemizi o yönde yaparız. Ayrıca ultrasonografi yaparak ektopik gebeliğe ait bulgu veya bulguları değerlendiririz. Dış gebelik tesbitinde β-HCG laboratuvar testini kullanırız. Son yıllarda teknolojinin gelişmesi ve ultrasonlardaki görüntü kalitesinin artması ile birlikte muayene, ultrason ve β-HCG tetkikleriyle dış gebelik tanısı konulur. Fakat tanısında şüphede kalınan olgularda, tanıya varmak için laparoskopi, küretaj, kuldosentez (vagenden karın alt boşluğuna iğneyle girerek serbest kan varlığını araştırmak), manyetik rezonans incelemeleri yapılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kısırlık Tedavisi Dış (Ektopik) Gebelik Riskini Arttırır Mı ?
Tüp bebek ve tüp bebek dışı kısırlık tedavisinde yumurta oluşturmak için kullandığımız hormonal ilaçlardan ve kısırlık tedavisinde uyguladığımız yöntemlerden dolayı dış gebelik riski, tedavi görmeden gebe kalan gruba göre daha fazladır. Bu yüzden tedaviyle gebe kaldıktan sonra gebeliğin iç veya dış gebelik ayırımı yapılmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrısız (Epidural) Doğum Nedir ?
Klinisyenlerin epidural normal doğum dedikleri doğum, halk arasında ağrısız doğum veya prenses doğum olarak da bilinir. Ağrısız (epidural) doğum, gerçek doğum sancıları başladıktan sonra, hastanın belinden iğne ile girilerek omurilik zarının dış bölgesine uyuşturucu karakterde ilaç vererek, bu bölgenin alt kısmında ağrı duyusunu ortadan kaldırmak suretiyle doğumun gerçekleşmesini sağlamaktır. Belden yapılan iğneden sonra hasta yürüyebilir. Motor fonksiyonlar bozulmaz, sadece ağrı duyusu ortadan kaldırılmış olur. Bu teknik anestezi uzmanı tarafından uygulanır. Anestezi uzmanı omurilik zarının dış bölgesine iğneyle girdikten sonra o bölgeye kateter dediğimiz boru yerleştirir. Bu şekilde anestezik madde, bu kateter vasıtasıyla doğum sonrasındaki dönemde de ağrıyı engellemek amacıyla verilebilir. Fakat anestezi uzmanının da bu teknikle ilgili eğitimi olması gerekir. Bu teknik onun tarafından yapıldıktan sonra, doğum kadın doğum uzmanı tarafından gerçekleştirilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrısız (Epidural) Doğumun Yararları Nelerdir ?
Epidural anestezi ile doğum sancıları hissedilmeyecektir. Sancılar hissedilmeyeceğinden gebenin heyecanı ve stresi daha az olacaktır. Dolayısıyla bebeğinden stresi daha az olur. Anne ve bebeğin stresi daha az olduğunda doğumun sezaryenle gerçekleşme ihtimali daha azdır. Çünkü genelde ağrılara dayanılamadığı için gebeler sezaryen istemektedirler. Ağrı olmadığı için doğum daha konforlu olur. Normal planlandığı halde, sezaryen gerektiren durum meydana gelmişse, bu anestezi ile sezaryen doğuma geçilebilir. Epidural anestezide, anestezi uzmanı o bölgeye bir kateter uyguladığı için, bu kateterden verilen ilaçlar vasıtasıyla doğum sonrası dönemde de ağrı problemi ortadan kaldırılmış olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ebeveynler Doğuma Karar Verirken Nelere Dikkat Etmeli ?
Doğum, ekip işidir. Ekipte kadın doğum uzmanı, ebe, anestezi uzmanı, anestezi teknisyeni, çocuk hastalıkları uzmanı, yenidoğan yoğun bakım hemşiresi olması gerekir. Hastanede doğum ekibinin ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinin olmasına aileler özen göstermelidir. Bebeğin herhangi bir sıkıntısında yoğun bakım şartlarında takibi gerekirse hastane ve ekip bu duruma hazır olmalıdır. Aynı zamanda ekip elemanları dinamik, hızlı karar verebilen ve bunu uygulayan kişilerden oluşmalıdır. Çünkü doğumda her şey anlık değişebilir. Bu yüzden hem kadın doğum uzmanı hem de ekip her türlü şarta hazırlıklı olmalı ve her türlü önlemi alacak tecrübe ve deneyimde olmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelik Öncesi Hangi Testler Yapılmalı ?
Gebelik öncesi dönemde anne adayı jinekolojik açıdan muayene edilmeli son bir sene içinde rahim ağzı kanser tarama (pap smear) testi yapılmadıysa, yapılmalıdır. Laboratuvar testi olarak, kan şekeri, böbrek ,karaciğer fonksiyon testleri, tam kan sayımı, kan grubu, hepatit B, toxoplasma, rubella,tam idrar tahlili testleri istenir. Bu testlerde anormal durum saptanırsa, bunların tedavisinden sonra gebeliğe izin verilir. Rubella (kızamıkçık) testinde anne adayının bağışık olmadığı saptanırsa, aşı yapıldıktan ancak 3 ay sonra gebeliğe izin verilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ultrason, Anne Ve Bebek İçin Zararlı Mı ?
Ultrason, ultrason aletinden gönderilen ses dalgalarının bebeğe çarpıp, tekrar alete geri dönmesi ile ultrason ekranında elde edilen görüntüler bütünüdür. Bu cümleden de anlaşılacağı üzere ultrason ses dalgaları içerir, hiçbir zararlı ışın ihtiva etmez. Ultrason ile bebeğin değerlendirilmesi 1980’li yılların başından beri yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar ultrasonun anne ve bebek için zararı olmadığını göstermiştir. Yalnız son yıllarda çıkan doppler, 3 ve 4 boyutlu ultrason gibi farklı enerjilerin bebek üzerinde zararlı olup olmadığı konusunda yeterli araştırma henüz bulunmamaktadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelik Takibinde Yapılması Gereken Testler Nelerdir ?
Kan şekeri, böbrek ,karaciğer fonksiyon testleri, tam kan sayımı, kan grubu, hepatit B, toxoplasma, rubella,tam idrar tahlili, pap-smear testleri eğer gebelik öncesi yapılmadıysa yaptırılır. 11-14 hafta arasında ikili test,14-16 haftalar arasında idrar kültürü, ikili test yapılmadıysa 16-18 hafta arasında üçlü veya dörtlü test, ikili test yapıldıysa MSAFP testi yapılır. 18-23 haftalar arasında ayrıntılı ultrason ile bebekte özellikle kalbinde anormallik var mı? değerlendirilir. 24-28 haftalar arasında 50 gr şeker tarama testi yapılır. Eğer yüksek çıkarsa 75 veya 100gr şeker yükleme testi yapılarak gebelikte şeker hastalığı olup olmadığı saptanır. Gebeliğin son ayında ise annenin hemoglobin miktarı ve karaciğer, böbrek fonksiyon testleri idrar tahlili istenir. Son ayında ayrıca NST dediğimiz bebek kalp atım ritmi izlenir. Tabi ki en önemli muayenemiz ultrason ile olur. Ultrason ile ilk ayda bebeğin kalp atışı görüldükten sonra, ultrason ile muayene 32 haftaya kadar ayda bir, 32-36 hafta arası iki haftada bir, 36 haftadan sonra haftada bir yapılır. Tabi ki bu protokol gebeliğin durumuna göre doktor tarafından değiştirilebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hamilelikte Down Sendromu Testi Ne Zaman Yaptırılmalı ?
11-14. haftalar arasında bebeğin ense kalınlığı ölçülerek ikili test yapılması ve 16-20. haftalar arasında üçlü veya dörtlü test yapılarak down sendromu riski değerlendirilir. Yüksek risk durumlarında ailenin onayıyla koryon villus örneklemesi (bebeğin eşinden parça alınması) veya amniyosentez (bebekten su alınması ) yapılarak down sendromu olup olmadığı saptanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Üçlü Ve Dörtlü Tarama Testi Ne Zaman Ve Nasıl Yapılır ?
Gebelikte üçlü veya dörtlü tarama testi gebeliğin 16-18 haftaları arasında ultrason yapıldıktan sonra istenir. Yapılan ultrasonografide bebeğe ait herhangi bir anomali var mı bu değerlendirilir ve bebeğin ölçümleri yapılarak alınan sonuçlar istem kağıdına yazılır. Daha sonra anne adayı kan vererek, bayanın kanında üç parametre (AFP,HCG,E3), dörtlü testte ise bu parametrelere İnhibin A (INH-A) da eklenerek değerlendirilir. Bebeğin ölçüm bilgileri, gebede bakılan parametre değerleri, bayanın yaşı,ırkı,sigara kullanımı, şeker hastalığı varlığı, daha önceden anomalili bebek sahibi olup olmadığı bilgileri de bilgisayar programına eklenerek sonuçta down sendromu, trizomi 18 ve nöral tüp defekti (bel , sırt omurları ve kafatası açıklığı) için risk değerleri elde edilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Egzersiz, Yoga Ve Plates'in Yararı Var Mı ?
Gebelikte en kolay yapılan egzersiz yürüyüştür. Günde 15-20 dakika veya en fazla yarım saat temposuz yürüyüş normal doğuma hazırlık için yeterlidir. Yüzme de yapılabilir fakat bu sporu yaparken sudan kaynaklanabilecek enfeksiyon riskine dikkat edilmelidir.
Yoga, gebenin nefesini kontrol etmesine yardımcı olur. Bu sayede gebe normal doğum sancılarını daha rahat çekerken, bebeğe daha fazla oksijen gönderir ve ayrıca doğum anında da iyi ıkınarak doğumun daha kolay olmasını sağlar.
Pilates (plates) ise gebenin pelvis kaslarını geliştirerek, daha rahat normal doğum yapmasına yarar sağlar. Aynı zamanda doğum sonrası bu bölgelerin toparlanmasına yardımcı olur.
Biz klinisyenler normal doğum için egzersizi ne kadar önersek de, eğer gebede ağrı,sancı, kanama veya bebeğin az oynaması gibi durumlar varsa egzersizi bu durumlar düzeldikten sonraki döneme kadar yasaklarız. Ayrıca gebeliğe travma ihtimali olabilecek dalma,at binme, kayak gibi sporları da yasaklarız.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Cinsel İlişki Sıklığı Ne Kadar Olmalıdır ?
Bu konu ile ilgili belli bir kural yoktur. Genelde çiftler gebeliğin ilk ve son zamanlarında bebeğe zarar verme korkusuyla ilişkiden kaçınırlar. Bu konuda gebenin endişesi ve cinsel isteksizliği erkeğe göre daha fazla olabilir. Bu, gebenin psikolojik durumu ile alakalıdır. Gebelikte cinsel ilişki sıklığı çiftlerin yaşı, psikolojik durumları ve isteklerine göre değişir. Biz ağrı,sancı,kanama, enfeksiyon durumlarında ilişkiyi yasaklarız. Eğer bu gibi durumlar yoksa gebeliğin son ayına kadar ilişki açısından sakınca yoktur. Hatta bazı arkadaşlarımız gebeliğin son ayında da özellikle normal doğum vaktinin geçtiği durumlarda, doğumun başlaması amacıyla ilişkiyi özellikle tavsiye edebilirler. Çünkü ilişki ile birlikte hamilede artan bazı maddeler ve meninin içinde olan bazı maddeler, gebede doğum sancılarını başlatabilirler.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hamilelikte Yaşanan Sırt, Bel Ağrıları Nasıl Giderilir ?
Pelvis kemikleri arasındaki eklemler gebelik dışı dönemde hareket etmez. Gebelikte hormonların etkisiyle bu eklemler az da olsa hareket edebilir ve bu sebeple kasık ve bel bölgesinde ağrılara sebep olabilir. Kalçayı saran bir korse veya kuşak ile birlikte yatak istirahati ve analjezik desteği ağrıyı azaltabilir.
Sırt bölgesi eklemleri de gebedeki hormonal duruma bağlı olarak daha fazla hareket edebilir duruma gelir ve ağrıya sebep olur. Duruşun düzeltilmesi sırt ağrısını giderir. Lokal sıcak uygulamalar ve sırt masajı rahatlık sağlar. Sırt güçlendirici egzersizlerle daha iyi sonuçlar elde edilebilir. Ağrıların engellenmesi için analjezik desteği sağlanabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Reflü Olur Mu ?
Gebelikte reflü, hormonal duruma bağlı olarak yemek borusunun alt ucunda, mide içeğinin yukarıya kaçışını engelleyen kas yapısının gevşemesi ve gebeliğin son üç ayında büyüyen rahmin mideye baskısı nedeniyle meydana gelir. Gebeliğin ilk aylarından sonra reflü şikayeti azalır,geçer ve bir balayı dönemi yaşanır. Bu dönem, altıncı aydan sonra rahmin mideye baskı yapmasıyla sona erer ve tekrar reflü başlayabilir. Reflü, daha sık fakat az yemek yeme, eğilmeden ve yemekten sonraki 2 saatlik dönemde düz yatmaktan kaçınma ile hafifletilebilir. Kahve, sigara, alkolden uzak durmak gerekir. Reflü gebenin psikolojik durumundan da etkilendiğinden gebe pozitif düşünmeli ve morali iyi olmalıdır. Bu önerilerle şikayetler azalmazsa ilaç desteği ile önemli bir düzelme sağlanabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebeliğinde Şeker Hastalığı Olan Kişi Doğumdan Sonra Ne Yapmalıdır ?
Gebeliğinde şeker hastalığı çıkan lohusa doğumdan 6 hafta sonra mutlaka 75 gr oral glikoz tolerans testi yaptırmalıdır. Çünkü gebeliğinde şeker hastalığı olan bayanların %15’inde, şeker hastalığı doğumdan sonra da devam eder. Eğer şeker hastalığının devam ettiği saptanırsa, bu yöndeki tedavi sürdürülür. Fakat gebeliğinde şeker hastalığı olan bayanın, 75 gr şeker yükleme testi normal çıksa bile, bu hastalar her sene şeker yükleme testi yaptırmalıdırlar. Çünkü diğer bayanlara göre şeker hastalığı ihtimali, bu bayanlarda yükselmiştir. Diğer gebeliğinde tekrar şeker hastalığı çıkabilir veya gebe kalmayacaklarsa, bu bayanların diabete yatkınlığı olduğundan, ilerleyen yaşlarında şeker hastası olabilirler. Bu yüzden her sene şeker yükleme testi ile kontrol, diabetin erken tanı ve tedavisi için önemlidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Üçlü Ve Dörtlü Tarama Testi Anormal Çıkarsa Ne Yapılmalı ?
ÜÇLÜ VEYA DÖRTLÜ TARAMA TESTİ ANORMAL ÇIKARSA NE YAPILMALI?
Üçlü veya dörtlü tarama testindeki risk değerleri problem olması yönünde yüksek çıkarsa o zaman aileye amniyosentez (bebekten su alma) testini öneririz. Amniyosentez ile bebeği kaybetme riski 1/200’dür. Bu bilgileri aileyle paylaşırız. Anne, baba amniyosentez yapılmasını istiyorsa, uygularız. Üçlü veya dörtlü tarama testi, tanı testi değildir, tarama testidir. Bu testte anormal sonuç çıkması , bebekte kromozomal bozukluk vardır anlamına gelmez. Kesin sonuç amniyosentez ile alınır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ayrıntılı (2. Düzey) Ultrason İle Bebekte Hangi Sorunlara Bakılır ?
AYRINTILI (2. DÜZEY) ULTRASON İLE BEBEKTE HANGİ SORUNLARA BAKILIR?
Fetusta ayrıntılı ultrasonografi ile kafadan başlamak gerekirse kafa içine ait yapılar değerlendirilerek kafa içi boşluklarda sıvı birikimi olup olmadığına, beyin ve beyinciğe ait yapıların tam oluşup oluşmadığına, kafa içinde kist oluşup oluşmadığına, kafanın kemik yapısının düzenli olup olmadığına bakılır. Omurga yapısı değerlendirilir.
Yüzün yapısı değerlendirilir. Gözlerin durumu, dudak damak yarığı açısından yüz incelenir.
Kalbe ait odacıklarda ve damarlarda herhangi bir anomali olup olmadığına ve kalbin yerleşim yerine bakılır.
Diyaframın tam olarak oluştuğu değerlendirilir. Eğer diyaframda delik varsa mide, bağırsak veya karaciğer, akciğer bölgesine geçerek, akciğerlerin gelişimini engeller. Bu durum bebeğin yaşamını tehdit eder. Bu yüzden önemlidir ve incelenmesi gerekir.
Mide cebi izlenmeye çalışılır. Bağırsaklarda normalde olmaması gereken parlaklık durumu (hiperekojen barsak) ve tıkanıklık olup olmaması değerlendirilir.
Böbreklerin iki taraflı gelişip gelişmediği ve yerleşim yeri değerlendirilir. İdrar yollarında genişleme olup olmadığına bakılır. İdrar kesesi görüntülenir.
Kol ve bacakların uzun kemiklerinin, sayılarının ve şekillerinin normal olup olmadığı değerlendirilir.
Ayrıntılı ultrason ile ayrıca anneden bebeğe giden kan akımı , göbek kordonu ve fetustaki kan akımları incelenir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikten Önce Şeker Hastalığı Olanlar, Gebeliğinde Nelere Dikkat Etmelidir ?
Şeker hastası olduğunu bilen bayan mutlaka gebe kalmadan evvel bir kadın doğum uzmanına başvurmalıdır. Bu sayede gebeliğe jinekolojik açıdan engel bir durum olup olmadığına bakılır, tetkikler yapılır ve şeker hastalığının durumu, göz, böbrek gibi diğer organların şekerden etkilenme derecesi diğer branş uzmanları ile konsülte edilir. Ayrıca insülin dozları tekrar düzenlenebilir. Şeker hastalığına ait bütün değerler ve durumlar doktorlar tarafından gebeliğe izin verecek zamana gelene kadar bayan korunmalıdır. Çünkü gebe kalınan zamandaki kandaki şeker düzeyleri eğer yüksek seyrediyorsa, bebeğin anomali riski yükselir. Diabet yönünden her şey kontrol altına alındıktan sonra gebeliğe izin verilir. Diabetli bayan gebe kaldıktan sonra, diyetine dikkat etmeli ve insülin dozlarını atlamamalıdır. Kan şeker takibini de düzenli yapmalıdır. Egzersizi de ihmal etmemelidir. Bebeğinin ve kendi şeker durumunun takibi için doktorunun düzenlediği takip programına uymalıdır. Sancısı, kanaması olduğunda, bebek hareketlerini az hissettiğinde bu durumları doktoruyla paylaşmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) Ne Zaman Ve Nasıl Uygulanır ?
DOĞUM KONTROL HALKASI (NUVARİNG) NE ZAMAN VE NASIL UYGULANIR?
Doğum kontrol halkası, ideal olarak adetin ilk günü vajinaya yerleştirilmelidir. Fakat ilk gün unutulursa adetin ilk 5 günü içinde uygulanabilir. İlk yerleştirme işlemi, hekim tarafından yapılırsa, bayan en doğru ve kesin yerleştirme şeklini öğrenmiş olur. Fakat bu desteği istemeyen bayanlar, halkanın poşetini açmadan önce ellerini iyice yıkadıktan sonra, elastik kıvamda olan bu halkayı, iki tarafından bastırarak sıkıştırmalı ve ayakta bir bacağını kaldırarak veya çömelerek ya da yatarak vajinasına uygulamalıdır. Halka, 3 hafta vajinada kalır, 3 hafta sonra ilk konulduğu gün işaret parmağıyla halkayı vajinada hissedip, parmağı kıvırıp halkayı çekmek suretiyle o aya ait halka çıkarılır. Bir haftalık halkasız dönemden sonra 8.gün yeni halka yerleştirilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) Bayan Kendi Karar Verip Kullanabilir Mi ?
Doğum kontrol halkası, düşük dozda da olsa hormon içerdiğinden mutlaka doktor muayenesi ve kan tetkiki yapılması uygun olur. Bunun dışında doktorun mutlaka vajinal muayenesi gerekir. Bu muayenede vajinal bolluk değerlendirilerek, halkanın vajinaya uygunluğu yönünde inceleme yapılır. Bu yapılanlar sonucunda doktor önerisiyle, doğum kontrol halkası kullanılabilir. Kontrolsüz kullanımda ise, halkanın içerdiği hormona bağlı olarak kişinin vücut sağlığı etkilenebilir ve halkayı yanlış uygulamaya bağlı olarak istenmeyen gebelik meydana gelebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapı Kullanırken Gebe Kalınır Mı ?
Eğer doğum kontrol hapı (oral kontraseptif) düzenli kullanılmıyorsa, hap iki günden fazla unutulduysa, bazı ilaç ve antibiyotik tedavisi ile beraber alınıyorsa veya hap içildikten sonraki 3 saat içinde kusma olduysa hap tam etkili olamayacağından doğum kontrol hapı ile birlikte gebe kalınabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) İle Korunan Bayan Özel Günlerinde Adetini Geciktirebilir Mi ?
Doğum kontrol halkasını düzenli kullanan kişilerde adetler düzenli olur. Halka ile korunan kişiler, özel günlerinde bu yöntem vasıtasıyla adetlerini geciktirebilir. Eğer adet günü özel bir güne geliyorsa, bayan yeni halkayı takmak için bir hafta beklememelidir. Eskisini çıkarttığı gün yeni halkayı uygulamalıdır. Bu şekilde o ay adet görmez. Bu sayede hem korunma bozulmaz, hem de adet geciktirilmiş olur. Yeni uygulanan halka üç hafta kalır, sonra bir hafta ara verilerek adet görülür ve sekizinci gün yeni halka uygulanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Kısırlık Yapar Mı ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) kısırlık yapmaz. Ama halk arasında böyle bir inanış vardır. Doğum kontrol hapları uzun dönem bile kullanılsa kısırlık yapma etkisi yoktur. Hatta düzensiz kullanıldığında veya bir gün bile yutulması unutulduğunda o ay gebelik riski ortaya çıkar. Fakat bazen düzenli kullanılıp bırakıldığında sadece birkaç ay gebeliği engelleyebilir. Daha önce düzenli yumurtlaması olan kadınların en az %90’ında, doğum kontrol haplarını bıraktıktan 3 ay sonra yumurtlama düzelecektir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Haplarının Yan Etkileri Nelerdir ?
Doğum kontrol haplarının (oral kontraseptifler) yan etkileri doza bağlı etkilerdir. Son dönemdeki doğum kontrol hapları östrojen dozları 35 mcg ve daha az olduğu için yan etki oranları daha azdır. Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) en sık bulantı şikayeti yapar. Hatta bazen kusma da olabilir. Bunun dışında göğüslerde gerginlik,dolgunluk, lekelenme tarzında ara kanama, baş ağrısı, yorgunluk hissi, kilo artışı, damar tıkanıklığı gibi yan etkileri vardır. Bulantı, kusma için bulantı engelleyici hapları kullanabiliriz. Lekelenme tarzında kanama ilk üç aylık dönemde olabilir. Bu durum anormal değildir. Hastayı bu konuda bilgilendiririz. Kanamanın devam etmesi durumunda doktoruna başvurmasını isteriz. Tek bacakta şişlik, ağrı, bulanık görme, göğüs ağrısı gibi damar tıkanıklığı durumunu çağrıştıracak hallerde ise bayanın doktoruna hemen başvurmasını öneririz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapı Kullanan Bayan Adet Görmek İstemiyorsa Ne Yapmalı ?
Doğum kontrol hapı (oral kontraseptif) ile korunan bayan, normalde hapların bitiminde adet gördüğünden ne zaman adet olacağını tahmin eder. Adet günleri eğer tatil veya başka bir özel güne denk geliyor ve o tarihlerde bayan adet görmek istemiyorsa, doğum kontrol hapının (oral kontraseptif) son hapını içtikten sonraki gün hiç ara vermeden kullandığı doğum kontrol hapının yeni kutusunun ilk hapından tekrar başlamalıdır. Bu şekilde bayanın hem gebelikten korunması devam eder hem de adet geciktirici başka haplara gerek kalmadan, adeti geciktirilmiş olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Nasıl Bir Doğum Kontrol Aracıdır ?
Spiral genelde T şeklinde olan bakır veya hormon içeren cerrahi olarak rahim içine yerleştirilen gebelikten uzun dönem koruyan araçtır. Kullanım süreleri takılan spirale göre değişir. 5 veya 10 yıllık olabilir. Gebelik riski %1’dir. Spiral takıldığı andan itibaren korumaya başlar. Çıkartıldığı andan itibaren veya kayıp, düştüğü durumlarda gebe kalınabilir. Spirali olan bayanların, diğer yöntemlerle korunan bayanlara göre ilişki öncesi ve sırasında korunmak için ek özel bir işlem yapmalarına gerek yoktur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Kullanmak Avantajlı Mı ?
Eğer bayanın eşi condom kullanamıyorsa, bayanın doğum kontrol hapını unutma riski veya doğum kontrol hapını kullanmaması gereken durumlar mevcutsa spiral avantajlıdır. Aynı zamanda spiral takıldıktan sonra çıkarılması gerekmiyorsa uzun dönem koruyucu olduğu ve de çıkarıldıktan hemen sonra gebe kalınabildiği için avantajlıdır. Eğer bayan spiral ile birlikte yaşamayı tolere edebiliyorsa, kullanması diğer yöntemlere göre daha kolay olduğu ve de ilişki öncesi veya sırasında ek işlem gerekmediği için avantajlıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Taktırmak Riskli Mi ?
Spiral taktırmak, cerrahi müdahale olduğundan ve tıpta her cerrahi müdahale az veya çok risk içerdiğinden, tabi ki spiral taktırmak da risklidir. Spiral takarken enfeksiyon ve rahimin delinme riski vardır. Tabi ki bu riskleri en aza indirmek için spirali maksimum dikkatle spirali uygularız. Buna rağmen eğer enfeksiyon meydana gelirse, ilaç tedavisi ile çözüm sağlanır. Rahim delinirse bayan kanama açısından takip edilir kanamanın durumuna göre ameliyat düşünülebilir. Rahimin delinmesi ile eğer spiral karın içine geçtiyse, karın zarını iltihaplandırma riskinden dolayı spiral açık veya kapalı ameliyat ile alınır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiralin Yan Etkileri Nelerdir ?
Spiral takıldıktan sonra ağrı, kanama, enfeksiyon gibi yan etkiler yapabilir. Spiral kullananlarda adet miktar ve süreleri kullanmayanlara göre artar. Ağrı şikayeti, ağrı kesici ile giderilir. Lekelenme tarzı kanamalar ise ilk 3 aylık dönemde olabilir. Kanamalar üç ay içinde kendiliğinden azalır, geçer. Fakat 3 aydan sonraki dönemde ağrı, tedavi ile geçmiyorsa, kanamalar devam ediyor tedaviye cevap vermiyor veya kansızlık yapacak şekilde oluyorsa veya enfeksiyon tedavi ile geçmiyorsa, spirali çıkarmak gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Transdermal (Cilt Üzerine) Uygulanan Korunma Yöntemi Nedir ?
20mcg östrojen, 150 mcg progestin içeren bantlar; etki olarak doğum kontrol haplarına (oral kontraseptif) benzer etki gösterir. Bantlar kalçaya, üst ön kola, alt karına veya sırta uygulanır. Memeye uygulanmaz. Bnat üç hafta kullanılır, bir hafta ara verilir. Bu ara verilen dönemde adet görülür ve daha sonra yeni bant uygulanır. Genelde iyi tolere edilir. Transdermal uygulanan yama yöntemiyle 90 kilo üzerindeki bayanlarda doğum kontrolünde başarısızlık riskinde artış olduğu ileri sürülmektedir. Her gün hap içmek istemeyen ve unutma eğiliminde olan kişiler için cilt üzerine uygulanan bant yöntemi konforlu bir yöntemdir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Transdermal (Cilt Üzerine) Uygulanan Bantın Yan Etkileri Nelerdir ?
Cilt üzerine uygulanan bant, genelde iyi tolere edilebilir ve güvenli olsa da, ilk iki menstrüel siklüste kırılma kanaması olmasıyla birlikte, dismenore (ağrılı adet) ve meme hassasiyeti sıktır. Kadınların yaklaşık %3’ünde uygulama yerinde şiddetli hassasiyet olması da sürekli kullanımını kısıtlayan yan etkisidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kadınlarda Tüp Bağlatma (Tüp Ligasyon) Ameliyatı Hangi Yöntemlerle Yapılır ?
Tüp bağlama (tüp ligasyon), karın içinde başka ameliyat ile birlikte yapılabildiği gibi sezaryen ameliyatı esnasında da yapılabilir. Fakat tüp bağlatmak için sezaryen olmayı tavsiye etmeyiz. Ayrıca doğum sonrası dönemde veya herhangi bir zamanda kapalı veya açık yöntemle tüpler bağlanabilir. Kapalı yöntem, laparoskopi dediğimiz, halk arasında kansız, bıçaksız ameliyat denilen tekniktir. Bu yöntemle karına iki veya üç adet delik açılarak veya son dönemde geliştirilen yeni teknikle sadece tek bir delikten gönderilen aletlerle tüpler bağlanabilir. Açık yöntemde (minilaparatomi) ise, sezaryen için kesilen bölgeden 3-4cm lik bir kesi yapılarak, tüpler bağlanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kimler Tüp Bağlatma (Tüp Ligasyon) İçin Uygun Değildir ?
Yöntem kalıcı bir yöntem olduğu için, yapılan çalışmalar 30 yaşın altında tüp bağlatanlarda pişmanlığın daha fazla olduğunu göstermiştir. Tüp bağlatma (tüp ligasyon) işleminden önce ebeveynler hiçbir baskı altında kalmadan kabul ettiklerine dair imza verdikleri için, bu yöntem hakkında kafasında soru işareti olan kişiler, yaşı tüp bağlatma için küçük olan kişiler, yine de çocuk doğurabilme düşüncesi olan kişiler uygun değildir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tüp Bağlatan Kişinin Gebelik Riski Var Mıdır ?
Tüp bağlama (tüp ligasyon) yöntemi, doğum kontrol yöntemleri arasında en emin yöntemdir. Fakat ameliyat olduğu için, tıpta hiçbir şey %100 olamadığı için, bu yönteminde az da olsa riski vardır. Tüp bağlatmaya rağmen binde 1-4 oranında değişen gebelik riski olabilir. Bu yüzden hastalarımıza tüplerini bağlatsalar bile adet düzenlerini takip etmelerini öneriyoruz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ertesi Gün Hapı İle Korunma Olur Mu ?
Ertesi gün hapı ile %95 oranında gebelikten korunma olur. Fakat ertesi gün hapı bir doğum kontrol yöntemi değildir. Ertesi gün haplarının amacı, korunmasız ilişki veya korunma yöntemindeki başarısızlık durumlarında bayanı gebelikten korumaktır. Bu haplar her zaman kullanılamaz. Kullanıldığında bayanın hormon dengesini bozar. Yan etkileri ortaya çıkar. İlk 72 saatte etki gösterir fakat en etkili olduğu zaman ilk 24 saattir. İlk 72 saatten sonra alındığında etkinliği azalır. Bu yüzden bayanlar o ayki adetlerini takip etmelidirler. Şüpheli durumlarda uzmana başvurmalıdırlar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Acil Doğum Kontrol Yöntemleri Nelerdir ?
Acil doğum kontrol yöntemleri arasında ertesi gün hapları ve spiral yer alır. Ertesi gün hapı ile gebelikten korunma olur. Fakat ertesi gün hapı bir doğum kontrol yöntemi değildir. Ertesi gün haplarının amacı, korunmasız ilişki veya korunma yöntemindeki başarısızlık durumlarında bayanı gebelikten korumaktır. Bu haplar her zaman kullanılamaz. Kullanıldığında bayanın hormon dengesini bozar. Yan etkileri ortaya çıkar. İlk 72 saatte etki gösterir fakat en etkili olduğu zaman ilk 24 saattir. İlk 72 saatten sonra alındığında etkinliği azalır.
Ayrıca korunmasız ilişki veya korunma yöntemindeki başarısızlık durumlarında uygun vakalarda spiral uygulanabilir. İlişkiden sonraki ilk 7 gün içinde uygulanan spiral gebelikten korur.
Acil doğum kontrol yöntemlerini uygulayan bayanlar o ayki adetlerinin normal olduğunu takip etmelidirler. Şüphelendiklerinde uzmana başvurmalıdırlar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Zamanı Nasıl Günlük Bakım Yapılmalı ?
Adet günleri bayanlar yanlarında ped ve iç çamaşırı bulundurmalılar. Özellikle ilk günlerde adet miktarı fazla olduğundan sık sık ped değiştirmelidirler. Çünkü kanlı ped gereğinden fazla kalırsa enfeksiyon kaynağı olur. Adet günlerinde havuz,deniz ve küvetten uzak durulmalıdır. Çünkü vagene su kaçması durumunda enfeksiyon riski artar. Ama ayakta duş alınabilir. Ayrıca adette ilişkiyi tavsiye etmeyiz. Çünkü rahim ağzı kanın geçişi için biraz açık olduğundan enfeksiyon riski bu dönemde artar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Üstüne Görme Nedir ?
Üstüne görme, bayanın son adet tarihinden sonra farkında olmadan gebe kalarak, muhtemelen bir sonraki adet dönemine denk gelen, bayanın adet zannettiği fakat gebeliğine bağlı olan kanamadır. Üstüne görme denen bu kanama, gebeliğin rahim yatağında kendine yer yapmak amacıyla o bölgeyi açması nedeniyle buradaki damarlarda olan kanamadan dolayı olur. Genelde yaklaşık olarak bir sonraki adet dönemine denk gelir ve bunu, bayan adet zanneder fakat bu kanama, normal adete göre daha azdır, lekelenme şeklindedir. Bu yüzden bayanlar adet dönemlerini ve miktarlarını iyi takip etmeli ve şüphelendikleri durumlarda kadın-doğum uzmanına başvurmalıdırlar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Genital Siğil Nedir ?
Genital bölgede genelde karnabahar şeklinde kendini gösteren, virüse bağlı enfeksiyondur. Genital siğil etkeni HPV denen Human Papilloma Virus’dür. Oldukça bulaşıcı temas yoluyla bulaşan yaygın ve belirti göstermeyen kılıfsız çift sarmallı DNA virüsüdür. Virüs, deri ve mukozadaki mikro çatlaklardan girerek hücrelere yerleşir. Virüsü kişi kendi eliyle genital bölgesinin diğer yerlerine de bulaştırabilir. Siğiller ağrısız lezyonlardır. Estetik kaygı dışında ağrı,sancı gibi şikayet yaratmaz. Sinsi lezyonlardır. Yüksek riskli HPV’ye bağlı siğillerde ise ilerleyen yıllarda kanser riski mevcuttur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Genital Siğil Nasıl Tedavi Edilir ?
Genital siğil tedavisinde krem, solüsyon kullanılabilir. Ayrıca siğil lezyonlarını kriyoterapi, koter veya laser kullanarak yok etmek mümkündür. Kriyoterapi’de lezyona soğuk,koterde ise sıcak uygulanarak, siğil lezyonu tamamiyle yok edilir. Diğer bir yöntem de siğili tamamiyle cerrahi olarak çıkarmaktır.
Genital siğil tedavi sonrası %60 oranında tekrarlayabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
HPV Nedir ?
Genital siğil ve rahim ağzı kanseri etkeni HPV denen Human Papilloma Virus’dür. HPV, Papovaviridae ailesinden çift sarmallı, zarfsız DNA virüsüdür. Dış ortam şartlarına karşı dayanıklıdır. Oldukça bulaşıcıdır. Derideki mikro çatlaklardan virüs epitel hücrelerine bulaşır. Epitel hücrelerine yatkınlığı olduğundan, iç organlara (mide,karaciğer vb.) HPV yerleşemez. HPV; kadın genital (rahim ağzı, vaginal, vulva), anal, boğaz, penis kanserine yol açan virüstür. Rahim ağzı kanser vakalarının %99.7’sinde HPV saptanmıştır.
HPV, temas yoluyla bulaşır. Cinsel yolla bulaşan virüstür. Teorik olarak, iç çamaşırı, epilasyon malzemeleri gibi yollarla da bulaşabileceği söylenir. Genital siğil ve kanseri olan HPV’li gebelerden, virüs doğumda bebeklere de bulaşabilir ve bebeklerde ağız ve boğazda HPV enfeksiyonuna neden olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
HPV Kaç Tiptir ? Yüksek Risklileri Hangileridir ?
HPV’ nin 100 den fazla çeşidi vardır. Yarısı genital bölgeyi enfekte eder.Tip 16,18 yüksek riskli 6,11 tipleri ise düşük riskli tipleridir. Dünyada sıklıkla tip 16,18,45,31,33,52 genital kanser, tip 6,11,40,42,43,44 tipleri ise genital siğil etkenleridir.
Tip 16 ve 18 rahim ağzı kanserinin %70’inden, Tip 6 ve 11 ise genital siğillerin %90’ından sorumludur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Nedir ?
Kürtajın kelime anlamı kazıma demektir. Kürtaj, gebelik ve gebelik dışı durumlarda rahim içindeki materyalin kazınarak alınması işlemidir. Halk arasında kürtaj daha çok bebek aldırma olarak bilinir. Bebek aldırmayı, bebek alınıp geriye parça kaldığında parçanın alınmasını, doğumdan sonra parça kalması durumunda bu parçanın temizlenmesini, bayanda gebelik dışı kanama olduğunda rahim içinden parça alma işlemlerinin hepsini kürtaj olarak genelleriz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Nasıl Yapılır ?
Kürtaj, genel,epidural, spinal veya lokal anestezi ile yapılan rahim içini kazıma işlemidir. Kürtaj, jinekolojik muayene pozisyonunda yapılır. İlk önce bayan muayene edilip, rahimin büyüklüğü, pozisyonu ve yumurtalık bölgesi değerlendirilir. Daha sonra rahim ağzı görünür hale getirilir, vagen ve rahim ağzı bölgesi özel sıvılarla temizlenir. Kürtaj, asepsi ve antisepsi kurallarına uyularak yapılır. Doğum yolu özel sıvılarla temizlenip, zararlı mikroplar uzaklaştırıldıktan sonra eğer rahim ağzı kapalı ise özel aletlerle genişletme işlemi yapılır. Rahim ağzı yeterli açıklıkta ise kürtaj için kullandığımız özel metal malzeme (küret) veya yumuşak karakterde plastik kanüllerle kürtaj işlemi yapılır. Eskiden kürtaj için metal malzemeler kullanılırdı fakat günümüzde bazı durumlarda mecbur kalınmadıkça plastik kanüller kullanılmaktadır. Metal malzeme ile kazıma işlemi yaparız. Plastik kanüllerin ucuna taktığımız vakum aleti veya vakum yapan özel enjektörler vasıtasıyla rahim içindeki alacağımız materyali vakum özelliğinden faydalanarak, çekerek almaktayız. Plastik kanüller kullanmak, diğer yönteme göre daha güvenlidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Hangi Durumlarda Gereklidir ?
Kürtaj gebelik ve gebelik dışı durumlarda yapılabilir. Gebelik dışı kanama olduğunda kanamayı durdurma amaçlı veya gebelik dışı anormal durumlarda rahim ağzı kanalı ve rahim içinden parça almak amacıyla kürtaj yapılabilir.
Gebelikte ise istenmeyen gebelikte 10 haftaya kadar ve bebekte anomali veya annenin tıbbi durumu gebeliği kaldıramayacak durumda ise ailenin ve doktorların onayıyla kürtaj yapılır.
Ayrıca gebelikte bazen kürtaj yapmak gerekli olur. Bu şartlar ise şunlardır:
- Gebeliğin düşükle sonuçlanması ve rahim içinde parça kalması (Abortus İnkompletus)
- Gebelik kesesi büyüdüğü halde bebek oluşmaması (Boş gebelik – Anembriyonik gebelik)
- Bebeğin kalp atışının olmaması (Ölü bebek- Missed abortus)
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Olan Kişi Ne Kadar Sürede İyileşir ?
Kürtaj yapıldıktan sonra, eğer kürtaja ait problem yoksa, genel anestezinin etkisi geçtikten sonra (yaklaşık 1-2 saat) bayan hastaneden taburcu edilir ve günlük işlerine bakabilir. Fakat kürtaj sonrası hafif ağrıları olabilir. Bu ağrılar, ağrı kesicilerle giderilir. Aynı zamanda bayanın yaklaşık 7-10 gün adet kadar veya daha az miktarda kanaması olabilir. Bayan kürtaj günü günlük işlerini yapabilecek durumdadır. Fakat kanaması dahil tamamen iyileşmesi 10 günü bulabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Sonrası Cinsel İlişki Ne Zaman Başlar ?
Kürtaj sonrası biz 10 gün ilişkiyi yasaklıyoruz. Çünkü bu dönemde bayanın adete benzer kanaması olabilir ve bu zamanda rahim ağzı biraz açık durabilir. Bu dönemde olan cinsel ilişki enfeksiyon ihtimalini arttırır. Aynı zamanda ilk 10 günlük dönemde kanaması olmasa bile bayanın hafif ağrısı olabileceğinden ilişki ile bu ağrı artabilir. Aynı zamanda ilk 10 günlük dönemde enfeksiyon ihtimalini azaltmak için vagene su kaçmasına izin vermeyiz. Yani havuzu, denizi ve küveti yasaklarız. Bayana ayakta duş almasını tavsiye ederiz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Fazla Sayıda Kürtaj Olmak Riskli Mi ?
Fazla sayıda kürtaj olmak riskli olabilir. Çünkü her kürtajda bebeğin rahimde yerleşip geliştiği yatakta kürtaj işlemi yapıldığından bu tabaka az veya çok zarar görebilir. Bu şekilde ileriki yıllarda gebe kalma etkilenebilir. Fakat istenen gebeliği engelleyen kürtaj sayısı belli değildir. Fazla sayıda kürtaj yapılan bayanların rahimlerinde yapışıklık olabilir. Bu durum, istenen gebeliği engelleyebilir. Uygun olmayan şartlarda kürtaj olunmuşsa, hasta doktorunun önerilerine uymadıysa, sorunlu bir kürtaj sonrası ikinci gebelik bile tehlikeye girebilirken, uygun şartlarda sorunsuz yapılan kürtajlar sonrasında bile istenen gebelik için problem olmayabilir. Kürtaj sayısı için bir sınır yoktur. Fakat sayı arttıkça, sorun olma ihtimali yükselir. Fazla sayıda kürtaj olup hiç problem yaşanmayabilir de. Aslında kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değildir. Sadece istenmeyen gebelikleri yok etmek için kullanılan cerrahi tekniktir. Bu yüzden bayanların korunma yöntemlerini iyi kullanıp mümkün olduğunca az kürtaj olmaları rahim sağlıkları açısından önemlidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Yaptırmak Düşük Riskini Arttırır Mı ?
Kürtaj sırasında eğer rahim ağzı fazla genişletilirse rahim ağzındaki tahribata bağlı olarak sonraki gebelikte düşük riski artabilir. Gebelik fazla büyümeden erken haftalarda yapılan kürtaj sonrasında bu risk yok denecek kadar azdır. Çünkü bu haftalarda rahim ağzını genişletmeye çok gerek yoktur veya gerek olsa bile fazla genişletilmez. Fakat büyük gebeliklerde rahim ağzı genişletileceğinden düşük riski artabilir. Eğer kürtaj veya kürtajlara bağlı olarak rahim içinde yapışıklıklar meydana geldiyse,bebeğin rahime tutunup gelişeceği yer daraldığından düşük riski artabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Sendromu Tanısı Nasıl Konulur ?
Polikistik over tanısı ultrasonlu muayene ve tetkiklerle konulur. Ultrasonlu muayenede yumurtalıkların etrafında tesbih tanesi gibi dizili kistçikler izlenir. Biz klinisyenler bu duruma polikistik over görüntüsü deriz. Yumurtalıklarda bu görüntünün görülmesi, vakanın polikistik over hastası olduğunu göstermez. Çünkü hiçbir şikayeti olmayan, düzenli adet gören polikistik over hastası olmayan normal bayanların %20-30’unun yumurtalıklarında polikistik over görüntüsü vardır. Bu grupta tedaviye gerek yoktur.
Polikistik over sendromunda, yumurtalıklarda polikistik over görüntüsü yanında şişmanlık, adet düzensizliği,tüylenme,kısırlık gibi şikayetlerin biri veya birkaçı ile birlikte hormonal tetkiklerden LH, DHE-SO4, testosteron (erkeklik hormonu) gibi hormonların yüksekliği saptandığında tanı konulur. Polikistik over hastalığı tanısını koyarken bu belirti ve bulguların hepsinin bir arada bulunması şart değildir. Polikistik over görüntüsü ile birlikte saydıklarımızın biri veya birkaçının bulunması tanı için yeterlidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Hastalığını Hangi Doktorlar Nasıl Takip Etmelidir ?
Polikistik overli hastalar, hayatının her dönemi doktor takibinde olması gereken hasta grubudur. Polikistik over hastalığı olan bayanlar, hastalığa bağlı olarak yüksek östrojen ve testesteron düzeylerine sahip olduğundan adet düzensizliği, tüylenme, eğer çocuk isteniyorsa çocuk tedavisini kadın doğum uzmanı düzenler. Ayrıca polikistik overli hastalarda düşük progesteron düzeylerine bağlı olarak dolaylı yoldan yüksek östrojen düzeyleri olduğundan, yüksek östrojene bağlı olarak ilerleyen yıllarda rahim kanseri tehlikesi diğer bayanlara göre daha fazladır. Jinekolog bu risklere karşı da hastayı koruyucu önlemleri alır ve gerekli takibi yapar.
Jinekologun uygun verdiği ilaçlar tüylenme için tedavi sağlar. Fakat bu tedavi yeni istenmeyen tüy oluşumunu engeller. Daha önce oluşmuş olan tüyler ise epilasyon yoluyla yok edilir. Tüylenme için hastanın fayda görebilmesi için ilaçlarını 6-8 ay kullanması gerekir.
Polikistik overli hastalar şişman olduklarından ve de şişmanlık da hormonal bozukluğu tetiklediğinden dolayı, şişmanlığın tedavisi için dahiliye muayenesi ve diyetisyen takibi ile kilo verimi ve kilo kontrolü sağlanmalıdır.
Polikistik overli hastaların mutlaka dahiliye muayenesi ve takibi de gerekir. Çünkü bu hastalarda özellikle ileri yaşlarda kolesterol yüksekliği buna bağlı kalp damar hastalıkları ve hipertansiyon problemi olur. Ayrıca insulin yüksekliği görülür. İnsülin rezistansı olur ve şeker hastalığı ihtimali yükselir. Dahiliye uzmanı, kalp damar hastalıkları ve şeker hastalığı yönünde önlem alır ve takip yapar.
Özetle; polikistik over hastaları, kadın hastalıkları ve doğum, dahiliye, cildiye uzmanı ve diyetisyen takibi altında olmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Premenstruel (Adet Öncesi) Gerginlik Sendromu Nedir ?
Premenstruel sendrom (Adet öncesi gerginlik sendromu), beklenen adetten 10-15 gün önce başlayan ve adet bitene kadar devam eden duygu durum değişiklikleri (depresyon,anksiyete), uykusuzluk,gerginlik, göğüslerde hassasiyet, vücutta şişkinlik,yorgunluk, sıcak basmaları, iştah değişiklikleri, baş ve kasık ağrısı, konsantrasyon kusuru,sakarlık, ağlama krizleri gibi davranışsal değişiklikler gibi şikayetleri içeren sendromdur. Bu şikayetler eğer bayanlarda adetin ikinci yarısında ve de en az 2 siklus (adet dönemi) görülüyorsa adet öncesi gerginlik sendromu tanısı konulabilir. Kadınlar arasında %75 oranında görülür. %5’inde ciddi derecede olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Premenstruel (Adet Öncesi) Gerginlik Sendromunda Görülen Belirtiler Nelerdir ?
Premenstruel sendromda (Adet öncesi gerginlik sendromu), duygu durum değişiklikleri (depresyon,anksiyete), uyku bozukluğu, psikolojik gerginlik, göğüslerde hassasiyet ve gerginlik, vücutta şişkinlik,ödem, kilo alma, bulantı, kusma, yorgunluk, sıcak basmaları, iştah değişiklikleri, tansiyon yüksekliği, görme bulanıklığı, baş ve kasık ağrısı, konsantrasyon kusuru, enerji kaybı, sakarlık, ağlama krizleri gibi davranışsal değişiklikler görülür. Adet öncesi sendromu olan bayanlarda adet ağrısı daha şiddetli görülür. Bir hastada bu belirtilerin hepsinin birden olması şart değildir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Premenstruel (Adet Öncesi) Gerginlik Sendromu Nasıl Tedavi Edilir ?
Premenstruel sendrom (Adet öncesi gerginlik sendromu), öneriler ve ilaç desteği ile tedavi edilir. İlk önce yeme alışkanlığının değiştirilmesi gerekir. Az ve sık, yağsız karbonhidrattan zengin düzenli dengeli beslenmek gerekir. Ayrıca kafein, alkol,sigara, çikolatadan uzak durmak faydalı olur. Stres ile başa çıkabilmek için yoga veya düzenli egzersiz tedavide etkilidir. Düzenli egzersiz, serotonin hormonunun artmasını sağlayarak tedavide etkili olur.
İlaç tedavisi olarak; şişkinlik ve ağrı için günde 1 gr kalsiyum, ödemi engellemek için günde 300mgr magnezyum kullanılır. Ayrıca anti-oksidan olan B ve E vitaminleri, non-steroid anti enflamatuar ilaçlar, ödem için aldosteron antagonisti olan spironolakton faydalıdır. Tedavide bitkisel ilaçlar da öne sürülmüştür. Selektif serotonin gerialım inhibitörü olan fluoxetine %60 etkilidir. Tedavi rejimi adetten 15 gün önce başlanmalı ve adete kadar devam edilmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısı Kimlere Yapılmalı ?
İdeal olarak aşı, HPV ile daha önce temas etmemiş, cinsel ilişkiye başlamamış 9-13 yaş arasındaki genç kızlara yapılmalıdır. Son yıllarda 45-55 yaşına kadar aşı yapılmaktadır. Aşıdan önce HPV testi yaptırmaya gerek yoktur. Daha önce HPV ile teması olmuş kişilere bile aşı yapılabilir. Aşı, gebelere uygulanmaz fakat emziren annelere yapılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısı Sonrası Cinsel İlişkide Dikkat Etmek Gerekir Mi ?
Aşı olunsa bile cinsel ilişkide mutlaka dikkat etmek gerekir. Çünkü aşı sadece HPV virüsüne karşı koruma sağlar. Oysa ki cinsel ilişki ile HIV,hepatit B, C, diğer virüsler, gonore (bel soğukluğu), sifiliz (frengi), klamidya, ureaplasma gibi bakteriyel enfeksiyonlar bulaşabilir. Aşı bu enfeksiyonlara karşı koruma sağlamaz. Bu yüzden HPV dışındaki diğer enfeksiyonlar için mutlaka dikkatli olmak gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısının Başarı Oranı Nedir ? Kaç Sene Etkilidir ?
Rahim ağzı kanser aşıları tip 16,18’e karşı geliştirilmiştir. Aşı bu tiplere karşı %100’e yakın oranda koruyuculuk sağlar. Aşıların diğer HPV tiplerine karşı da %55-90 arasında çapraz koruma yaptığı yönünde çalışmalar da mevcuttur.
Rahim ağzı kanser aşıları, yeni aşılar olduğu için, aşının ilk zamanlarından bu zamana kadar yapılan çalışmalara göre 7 sene koruyuculuğu olduğu saptanmıştır. Aşının kullanımıyla birlikte ilerleyen yıllarda yapılacak çalışmalarla koruyuculuğun ne kadar devam edeceği veya 3 doz yapılan aşının ömür boyu koruyucu olup olmadığı netleşecektir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kolposkopi Nedir ?
Kolposkopi, kolposkop denilen özel bir cihazla rahim ağzının incelenmesidir. Kolposkop; rahim ağzının normal ve özel yeşil ışık vasıtasıyla 5-15 kez büyütülerek incelenmesini sağlayan özel bir alettir. Bu sayede çıplak gözle görülmeyen bazı anormallikler görülebilir. Anormal görülen bölge ve bölgelerden biyopsi alınabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanseri Öncü Lezyonları (CIN 1-2-3) Nasıl Tedavi Edilir ?
–Elektrokoagülasyon (Yakma): Elektrik enerjisinin termal (ısı) enerjine dönüştürülmesiyle, ısı enerjisi kullanılarak rahim ağzındaki anormal hücrelerin yok edilmesidir.
-Kriyoterapi (dondurma): Nİtröz oksit veya karbon dioksit kullanılarak rahim ağzındaki anormal hücrelerin dondurularak yok edilmesidir.
-Karbon dioksit lazer: Lazerle anormal hücrelerin yok edilmesidir.
-Loop Elektrosurgical Excision Procedure (LEEP): Elektrik enerjisi kullanılarak rahim ağzındaki anormal kısmın çıkarılmasıdır. Günümüzde en sık uygulanan yöntemdir. Kanama riski vardır.
-Soğuk Konizasyon: Bistüri yardımıyla rahim ağzından koni şeklinde parça çıkarılmasıdır. Kanama,enfeksiyon, rahim ağzı tıkanması, gebelikte düşük ve erken doğum riski vardır.
-Histerektomi: Mevcut tedavilerin başarılı olmadığı veya çocuk istemeyen, ayrıca takibe düzenli gelemeyecek yüksek gradeli hastalara histerektomi yapılır. Ayrıca mikroinvazyon, konizasyon sınırında CIN 3 varsa, histerektomi gerektirecek başka durumlar da (myom, prolapsus, endometriozis,pelvik enflamatuar hastalık vs.) varsa histerektomi yapılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanserinin Risk Faktörleri Nelerdir ?
-Çok sayıda cinsel partner
-Cinsel aktivitenin erken yaşta başlaması (16 yaş öncesi)
– Yüksek riskli cinsel partner (çok sayıda cinsel partner hikayesi,HPV enfeksiyonu, alt genital sistem kanseri veya serviks kanseri olan biriyle daha önce cinsel ilişkinin olması)
-Cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü
-Sigara kullanımı: Sigara dumanındaki karsinojenler (nikotin ve major metaboliti kotinin) özellikle servikal mukusta birikir. Tek başına risk faktörü olabildiği gibi HPV ile birlikte rahim ağzı kanser riskini arttırır.
-Rahim ağzı kanseri aile öyküsü
-HIV (AIDS) enfeksiyonu ve diğer immün supresyon durumları
-Erken yaşta doğurmak
-Erken yaşta evlilik veya çok kere evlenmek
-Çok doğum yapmak
-Uzun dönem oral kontraseptif (doğum kontrol hapı) kullanımı
-Düşük sosyoekonomik düzey
-HPV enfeksiyonu (EN ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRÜ) Rahim ağzı kanserinin %99.7’sinde HPV varlığı gösterilmiştir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanserinden Nasıl Korunabilirsiniz ?
Rahim ağzı kanserinin sebebi, HPV virüsüdür. Bu virüste cinsel yolla bulaştığı için teorik olarak cinsel ilişkiye girmemek tabi ki koruyucu olacaktır. Fakat pratikte önerimiz eşlerin tek eşli olmasıdır. Tek eşli olarak HPV enfeksiyonu ile karşı karşıya kalınmaz ve böylece rahim ağzı kanserinden korunulmuş olur.
Sigara dumanındaki karsinojenler (nikotin ve major metaboliti kotinin) özellikle servikal mukusta birikir. Tek başına risk faktörü olabildiği gibi HPV ile birlikte rahim ağzı kanser riskini arttırır. Bu yüzden sigara kullanmamak koruyucu olur.
Ayrıca erken yaşta ilişkiye başlamamak ve her sene jinekolojik muayene ile pap-smear testi yaptırmak koruyucudur.
Son yıllarda rahim ağzına kanserine karşı geliştirilen aşılarla da koruyuculuk sağlanmaktadır. En ideali, HPV enfeksiyonu ile henüz daha karşılaşmamış, cinsel ilişkiye başlamamış kızlara aşı uygulanmasıyla koruyuculuk sağlanmış olur.
Genital siğillerden, kanser öncesi lezyonlardan ve kanserden aşı ile korunulabilir. Aşıdan sonra da doktor kontrolü gerekir ve rahim ağzı kanseri erken tanısı için Pap-smear testi ile kontrolü şarttır.
Aşı, 6 ay içinde 3 doz olarak koldan uygulanır. Dünyada Türkiye’de dahil 80’den fazla ülkede uygulanmaktadır.
Prezervatif (kondom), cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korurken, HPV’ye karşı koruyucu değildir. Çünkü HPV kasık bölgesinde temasla geçebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanseri Nasıl Teşhis Edilir ?
Rahim ağzı kanseri bazı özel testlerle teşhis edilir.
-Pap-Smear: Tarama testidir. Erken tanı için her yıl yapılmalıdır. Rahim ağzı sürüntü tahlilidir. Konvansiyonel ve sıvı bazlı olarak iki tipte değerlendirilebilir. Doğruluk oranları sırasıyla %30-87, %85-95 arasında değişir.
-Kolposkopi: Kolposkopi, kolposkop denilen özel bir cihazla rahim ağzının incelenmesidir. Kolposkop; rahim ağzının normal ve özel yeşil ışık vasıtasıyla 15-40 kez büyütülerek incelenmesini sağlayan özel bir alettir. Bu sayede çıplak gözle görülmeyen bazı anormallikler görülebilir. Smear testi problemli çıkan olgularda kolposkopi yapılmalıdır. Kolposkopi eşliğinde anormal görülen bölge ve bölgelerden biyopsi alınabilir. Biyopsi ile kesin tanı konur.
-ECC (Endoservikal küretaj): Rahim ağzı kanalını kürete ederek rahim ağzı kanalını kanser yönünde değerlendirmek için yapılan testtir.
-HPV testi: Bu test ile HPV’nin yüksek veya düşük riskli tipi saptanarak takip programı belirlenir. HPV saptanmazsa senelik pap-smear takibi yapılır. Düşük riskli HPV çıkarsa 6-12 ayda bir pap-smear yapılır. Yüksek riskli HPV bulunur ise kolposkopi yapılmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Cinsel Birleşme Olmadan Vaginismus Tespit Edilebilir Mi ?
Bayanların cinsel beraberlik yaşamadan önceki zamanlarında, yetersiz cinsel eğitimi varsa veya cinsel ilişkiye ait sosyal çevresinden yanlış,korkutucu sözler duyduysa, vaginismus ile karşı karşıya kalma ihtimalleri yükselir. Beynine yerleşen bu korkular, ilişkide vajenin istemsiz kasılması şeklinde kendini gösterecektir. Bu durumu önlemenin yolu ise; yetersiz cinsel eğitimi veya cinsellik ile ilgili korkuları olan bu kişilerin cinsel beraberlik öncesi konunun uzmanından destek almasıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Vajinismusun Tedavisinde Eşlerin Fonksiyonu Ne Kadardır ?
Vajinismusun tedavisinde eş desteği önemli yer alır. Kıyaslayacak olusak; cerrahi veya medikal tedavi gerektiren durumlarda, psikolojik tedavi gerektiren durumlara göre daha az eş desteği gerekir. Çünkü cerrahi veya medikal tedavi gerektiren durumlarda sadece eşinin yanında olarak desteği yeterli olurken, psikolojik tedavi gerektiren durumlarda ise tedavi aşamalarına eşlerin beraber katılması, vajinismus tedavisinde başarı oranını yükselten unsurdur. Aynı zamanda tedavide eşinin de bulunması tedavi sürecini kısaltacaktır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğumdan Sonra Tekrar Gebe Kalmak İçin En Az Ne Kadar Süre Geçmelidir ?
Annenin doğumdan sonra fizyolojisinin düzelmesi, kendini toplaması, bebeğine ilgi göstermesi, yeteri kadar emzirmesi, onun fiziksel ve zihinsel gelişmesine destek sağlaması için en az 2 sene gerekir. Eğer bu süre içinde yeni bir gebelik oluşursa, anne doğmuş bebeğini yeterli emziremez ve onun gelişimine katkısı yeteri kadar olamaz. Bu yüzden biz doğumdan sonra yeni gebelik için en az iki sene geçmesini öneririz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Ağrısında Doktoru Başvurmak Gerekir Mi ?
Adet ağrısında doktora başvurmak gerekir. Çünkü adet ağrısı başka ağrıları taklit edebilir. Yine adetli dönemde başka ağrı yapan sebepler beraber görülebilir. Bu yüzden klinisyenler ağrının tipini, bölgesini ve muayeneye göre cerrahi gerekip gerekmediğini araştırır ve bu sonuçlara göre adet ağrısı tanısı konulursa ağrı kesici tedavi uygulanır ve diğer aylardaki adet ağrıları için önlem alınır.Eğer bu ağrıyı yapan sebep farklıysa o zaman sebebe yönelik tedavi yapılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Anormal Adet Nedir ?
21-35 günler arasında görülen, 2-6 gün süren, 20-60 ml kan kaybedilen normal adet tanımının dışındaki her durum adet bozukluğu (anormal adet) olarak adlandırılır. Konuyu açıklayacak olursak:
Oligomenore : Genellikle 35 günü geçen seyrek adet görme durumudur.
Polimenore : 21 gün veya daha sık adet görmedir.
Menoraji : Düzenli olan fakat 5 günden fazla ve miktarı 80 ml den fazla kanama halidir.
Metroraji : Düzeni belli olmayan tamamen düzensiz kanama demektir.
Menometroraji : Zamanı düzensiz ve sık aralarla olan fazla miktarda uzun süreli kanamadır.
Hipomenore : Zamanı düzenli fakat miktarı az olan adet kanamasıdır.
İntermenstrüel kanama : Normal adetler arası dönemde oluşan az miktarda kanamadır.
Postkoital (İlişki sonrası) kanama : İlişki sonrası olan kanamadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Yeni Adet Gören Genç Bayanlarda Fazla Kanama Olur Mu ?
Genç bayanların yeni adet görme döneminde düzenli yumurtlama olamadığı için bayanda hormonlar düzenli bir denge içinde çalışamadığından östrojen fazlalılığı olur ve rahim içi tabaka kalınlaşır. Belli bir adetsiz dönemden sonra, uzunca süren fazla kanama dönemi meydana gelir. Bazen bu durum tedavi gerektirebilir. Bunun dışında genç bayanlarda tedaviye dirençli fazla kanama durumlarında, bayanda doğuştan pıhtılaşma faktör eksikliği akla getirilmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adeti Seyrek Görmenin Sebepleri Nelerdir ?
Eğer adetin ilk gününden diğer adetin ilk gününe kadar geçen süre 35 günü geçiyorsa, seyrek adetten bahsedilir. Bunun sebepleri arasında polikistik over (yumurtalıklarda küçük kistçikler), yumurtalık kistleri, prolaktin (süt hormonu) fazlalığı, guatr olması, kadınlık hormonlarında dengesizlik, genç kızlarda adeti yeni görmeye başlamak veya menopoza yakın dönemde olmak yer alır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Düzensizliği Tedavisi Nasıl Yapılır ?
Adet döneminde normalden biraz fazla kanaması olan hastalarda bazı ağrı kesiciler kanamayı azaltmak için kullanılır. Hem kanaması fazla olan hem de gebelikten korunmak isteyen bayanlara hormonlu spiral önerilir. Tiroid hormonunun az veya çok seviyede, prolaktin (süt hormonu) hormonunun yüksek seviyede olmasında bu hormonları normale getirecek medikal veya cerrahi tedavi yapılır. Enfeksiyon varsa tedavi edilir. Yerinden kaymış bir spirale bağlı kanama bozukluğu, spiralin çekilmesi ile sonuçlanır. Eğer rahim içinde veya rahim ağzında polip varsa polip alınması (polipektomi) şeklinde cerrahi müdahale yapılır. Rahim içinde yapışıklık varsa operatif histereskopi ile düzeltme işlemi yapılır. Rahimde myom (ur) varsa ilaç tedavisi ile kanamalar durdurulamıyorsa veya bayanda myom şikayet yapıyorsa histereskopik veya açık ameliyatla myomun alınması (myomektomi) veya rahimin alınması (histerektomi) ile tedavi edilir. Polikistik over (yumurtalıklarda kistçikler) hastalığında ilaç tedavisi yapılır. Yumurtalıklarda kist varsa ilaç tedavisi ile tedavi edilemezse kistin alınması (kistektomi) veya yumurtalığın alınması (ooferektomi) şeklinde tedavi edilir. Fakat bayanda muayene ve ultrasonda herhangi bir anormallik saptanamazsa östrojen ve progesteron veya sadece progesteron içeren hormon hapları ya da doğum kontrol hapları ile adetler düzenlenir. Özetlersek; adet düzensizliğinde sebebe yönelik tedavi yapılır. Sebep yoksa adet düzenleyici ilaç tedavisi uygulanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Söktürücülerle Nasıl Adet Görülür ?
Adet söktücü olarak kullanılan haplar progesteron içerir. Bu haplar adet olamayan bayanlara verildiğinde hapın etkisiyle rahim içi tabaka gelişir. Hapın kesilmesi ile birlikte hormon seviyesinin kanda ani düşmesine bağlı olarak rahim içi tabaka bozulur ve dökülür. İşte bu rahim içi tabakanın dökülmesi adet olarak bilinir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Geciktirici Haplar Nasıl Kullanılır ?
Adet geciktirici haplar, beklenen adetten 5-7 gün önce başlanır. Adet görmek istenen tarihten 2-3 gün öncesine kadar kullanılır. Piyasada kullanılan adet geciktirici haplar günde 2-3 kez yutularak etki gösterir. Yalnız kullanmaya başladıktan sonra bu hapları unutmamak gerekir. Eğer hap unutulursa bayan aklına gelir gelmez yutmalıdır. Eğer sabah yutacağı hap, akşam aklına gelirse, akşam ikisini birden yutmalıdır. Hap içmek unutulduğunda leke şeklinde kanama olabilir bu durumda hapa devam edilebilir. Fakat unutulduğunda normal adetin başlama tehlikesi vardır. Eğer hap içerken adet başlamışsa hapa devam etmenin bir faydası yoktur. Bayan hapını içmeyi unuttuğu için, istediği tarihten daha önce adetini görecektir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Adet Geciktirici Hapların Zararı Var Mı ?
Tabi ki her ilaç gibi bu haplarda gereğinden fazla kullanılırsa zararlı etkileri çıkar. Bu haplar sadece özel zamanlarda adeti geciktirmek amacıyla senede 1-2 kez kısa dönem kullandığımız için zararlı etkileri pek görülmez. Bu hapları bayanın devamlı kontrolsüz bir şeklide kullanması tavsiye edilmez.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrılı Cinsel İlişkisi (Disparoni) Olan Bayanlar Doktora Başvurmalı Mı ?
Ağrılı cinsel ilişkisi olan bayanlar mutlaka doktora başvurmalıdır. Çünkü doktor tarafından yapılan muayenede ağrılı ilişkiye sebep olabilecek iltihap, ur, kist, endometriozis (rahim içi tabakanın karın içinde de olması), östrojen azlığına bağlı vaginal kuruluk gibi tıbbi açıdan tedavisi gereken bir durum saptanabilir. Bu durumların tedavisi ile ağrılı ilişki ortadan kalkar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Bio Feedback Kegel Egzersiz Tedavisi Hangi Hastalıklarda Uygulanır ?
Bio feedback Kegel egzersiz tedavisi, idrar kaçırmada, hafif derecedeki rahim sarkmalarında, doğum sonrası vajinada meydana gelen tahribat nedeniyle olan cinsel fonksiyon bozukluğunda,vulvadini (kadın genital dış bölgesi ağrısı), ağrılı ilişki (disparoni),cinsel fonksiyon bozukluğu (vajinal gevşeklik,hissizlik vs) ve vajinismus (ilişkiye girememe) tedavisinde kullanılır. Bu tedavi yöntemi ile %70-85 oranında başarı sağlanmaktadır. Bu tedavi yöntemi ile ameliyattaki başarı oranlarına denk oranlarda başarı oranı ameliyatsız ve yan etkisiz bir şekilde sağlanmış olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dış (Ektopik) Gebelik Nasıl Tedavi Edilir ?
Dış gebelik daha çok cerrahi olarak tedavi edilir. Hastanın muayene bulguları ve mevcut ekipman durumuna göre ameliyat ile tedavi açık veya laparoskopik (kapalı) yöntem ile yapılabilir. Hastanın muayene, ultrason ve laboratuar bulgularına göre uygun vakalarda ilaç tedavisiyle dış gebelik yok edilebilir. Fakat çok nadiren cerrahi ve ilaç tedavisine gerek kalmadan dış gebelik kendiliğinden yavaş yavaş kaybolabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Dış (Ektopik) Gebelik Riskini Arttıran Durumlar Nelerdir ?
DIŞ (EKTOPİK) GEBELİK RİSKİNİ ARTTIRAN DURUMLAR NELERDİR?
Bayanlarda tüp ve yumurtalık bölgesinde enfeksiyon olması tüplerde tıkanıklık ve işlev bozukluğu yaptığından dış gebeliğe neden olabilir. Spiral kullanımı, daha önceden karın içi ameliyat geçirmiş olmak, tüpleri bağlattıktan sonra tekrar açtırmak, infertilite (kısırlık) tedavisi görmek, sigara kullanmak dış gebelik riskini arttırır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrısız (Epidural) Doğumda Epidural Anestezi Ne Zaman Uygulanır ?
Epidural anestezi ile hasta sezaryen olacaksa, doğum sancılarını beklemeye gerek yoktur. Fakat normal doğumda, gerçek doğum sancıları başladıktan sonra (rahim ağzı 4 cm açıldığında) epidural anesteziyi uygulamak gerekir. Çünkü gerçek doğum sancıları başlamadan uygulanırsa, epidural anestezi doğumu durdurabilir. Bu yüzden gebe, gerçek doğum sancılarına kadar olan hafif ağrıları hissettikten sonra epidural anestezi uygulandığından, aslında ismi ağrısız doğum olsa da yine de hafif ağrılar hissedilmiş olur. Fakat uygulandıktan sonra asıl yüksek şiddet ve sıklıktaki doğum sancıları hissedilmez.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Ağrısız (Epidural) Doğum Kimlere Uygulanmaz ?
Doğumda epidural anestezi, normal doğurmak isteyen ve doğumunu ağrısız yani epidural anestezi ile yapmak isteyen herkese uygulanabilir. Kadın doğum açısından negatif bir durum yoktur. Fakat gebede trombosit düşüklüğü, kanamaya eğilim, uygulanacak bölgede enfeksiyon veya nörolojik hastalık mevcutsa, anestezi uzmanının muayenesi sonucunda bu yöntem uygulanmaz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Yalancı Doğum Sancısı Nedir ?
Genelde gebeliğin son ayında olan ama doğuma 1,5-2 ay kala da başlayabilen doğum sancısını taklit eden sancılardır. Bu sancılar rahmi normal doğuma hazırlayan sancılardır. Anne adayı, özellikle ilk gebeliği ise, bu sancılarla gereksiz telaşlanır. Halbuki yapılması gereken şey, istirahat etmek, bebek hareketlerini saymak, sancıların gelme sıklığı ve süresini hesaplamaktır. Çünkü yalancı doğum sancıları düzensizdir 3-5 dakika gibi düzenli aralıkla gelmezler ve sancılı geçirilen süreler de eşit değildir. Aynı zamanda istirahat ile azalır geçerler. Yalancı doğum sancıları doktora başvurmayı gerektirmez fakat istirahat ile sancılar geçmiyorsa, düzenli aralıklarla geliyorsa veya sol yan tarafa dönük pozisyonda 20 dakika istirahatte bebek hareketleri 3’den az hissedildiyse doktora başvurmak gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Folik Asitin Önemi Nedir ?
Gebelik öncesi ve gebeliğin ilk 3 ayında 0,4 mg/gün folik asit desteği yapılmalıdır. Folik asit desteğinin amacı spina bifida (omurganın açık kalması), ensefalosel (beynin kafatası kemiğinin dışına çıkması) ve anencephali (beynin gelişmemesi) gibi bebeğin merkezi sinir sistemi anormalliklerini en aza indirmektir.
Gebelik öncesi şeker hastalığı olan ve epilepsi tedavisi nedeniyle ilaç (valproik asit ve karbamazepin) kullanan gebelerde nöral tüp defekti riski daha yüksek olduğu için bu bayanlar günde en az 1 mg folik asit almalıdır.
Daha önceki gebeliğinde nöral tüp defekti hikayesi olan kadınlara günde 4 mg folik asit önerilir. Gebelikten yaklaşık 1-3 ay önce desteğe başlanır, gebeliğin ilk 12 haftası boyunca devam edilir. Araştırmalar bu miktarda kullanımın nöral tüp defekti tekrarlama riskini %70 oranında azalttığını göstermektedir.
Doğal folik asit kaynakları brokoli, semizotu, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler, turunçgiller, kuru fasulye, nohut gibi baklagiller, yumurta sarıdır. Ekmek, pirinç, makarna da folik asitçe zengindir fakat bu besinler tüketilse bile gebelik öncesi ve gebelikte folik asit desteği verilmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebeliğin İlk 3 Ayında Ultrason İle Neler Araştırılır ?
Gebeliğin ilk 3 ayında, bebeğin rahim içinde oluşup oluşmadığı ve kalp atışının olup olmadığı araştırılır. Bu sayede boş gebelik, iç ve dış gebelik ayırımı yapılır. Bebeğin gelişimi değerlendirilir. 3. ayın sonunda ise bebeğe ait anomali olup olmadığı araştırılır ve ense kalınlığı ölçümü yapılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebeler Takiplerinde Kaç Kez Ultrason Yaptırmalı ?
Gebeler, ilk 10 hafta içinde bebeğin rahim içinde ve kalp atımının olduğu normal halinin saptanması için ultrason yaptırmalı, 11-14 hafta arasında ense kalınlığı ölçümü ve bariz bir anomali olup olmadığının araştırılması için ultrasona girmelidir. 21-23. Haftalar arasında ayrıntılı ultrason ve kalp anomalisi incelemesi yapılır. 32 hafta civarında bebeğin gelişme geriliği değerlendirilir. Bebeğin son ayında ise bebeğin gelişimi, su miktarı, bebeğin eşinin (placenta) yerleştiği bölge ve önde gelen kısmı incelenir. Bu şekilde gebe, takibinde en az 5 kez ultrason ile değerlendirilmelidir. Fakat gebe ve bebeğin durumuna göre, takip eden doktorun takdirine bağlı olarak ultrason tetkikinin sayısı arttırılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
www.drhakanpeker.com
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte İkili Tarama Testi Ne Zaman Ve Nasıl Yapılır ?
Gebelikte ikili tarama testi gebeliğin 11-14 haftaları arasında yapılır. İlk önce ultrason ile bebeğin baş-popo mesafesi ve ense kalınlığı ölçümü yapılır. Bu testi yaparken ayrıca bebeğe ait bariz bir anomali var mı? değerlendirilir. Bebeğin haftası ve baş-popo mesafesi değerleri ikili test için uygunsa bu değerler ikili test istem kağıdına yazılır ve annenin kanı alınır. Kanda PAPP-A ve free β-HCG değerlerine bakılır. Ultrasondaki ve kandaki ölçülen değerler annenin yaşı, ırkı, şeker hastalığı olup olmadığı, sigara kullanıp kullanmadığı, daha önceden anomalili bebek sahibi olup olmadığı parametreleri de bilgisayar programına eklenerek down sendromu ve trizomi 13/18 gibi bazı kromozomal hastalıklar için risk ortaya çıkar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebeliğin İlk 3 Ayındaki Kanamalar Normal Midir ?
Gebeliğin yaklaşık 4. haftasına denk gelen zamanda gebeliğin rahime yerleşme kanaması olabilir ve bu durum normal olarak değerlendirilebilir. Fakat bu zamandan sonra olan bütün vaginal kanamalar anormaldir ve doktor tarafından ultrasonografi ile değerlendirilmelidir. Çünkü ilk 3 ayda boş gebeliğe, dış gebeliğe, bebeğin gelişmeyip kalp atımının durmasına, düşük tehditine ve düşüğe bağlı olarak kanama olabilir. Ultrasonografi ile kanamanın sebebi anlaşıldıktan sonra, cerrahi veya ilaç tedavisi planlanmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Cinsel İlişki Bebeğe Zarar Verir Mi ?
Bebek, etrafındaki su ve kese ile birlikte rahmin içinde dış etkilere karşı korunmuş durumdadır. Bu yüzden gebelikte cinsel ilişki bebeğe zarar vermez. Rahim ağzı kapalı olduğundan ilişkide bebeğe ulaşmak imkansızdır. Fakat gebe ilişki sırasında karın bölgesine olabilecek baskı ve basınçtan kendini korumalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelikte Cinsel İlişkide Erkeğin Dikkat Etmesi Gerekenler Nelerdir ?
Gelişim ve kromozomal açıdan normal olan bir gebelikte; kasık ağrı, kanama, sancı gibi şikayetler yok iken yapılan cinsel ilişki gebeliğin akibetini olumsuz yönde etkilemez. Fakat yine de erkeğin dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar olabilir. Gebelik büyüdükçe, karın da büyüdüğünden, erkek karın bölgesine baskı yapmamaya dikkat etmelidir. Ayrıca erkeğin menisindeki bazı maddeler, ilişkiye bağlı olarak hamilede artan bazı maddeler ve ilişkinin şiddeti, sancıları başlatabilir. Bu yüzden erkek ilişkinin şiddetini ayarlamalıdır. Ayrıca erkeğin menisinin sancı başlatma ihtimalinden dolayı, erkek dışarıya boşalmalı veya prezervatif kullanmalıdır. Fakat kaza ile meni vajinaya kaçtıysa, bayan kesinlikle vajinayı yıkamamalıdır. Çünkü yıkamaya bağlı olarak vajinada meydana gelebilecek enfeksiyon, gebeliği daha fazla tehlikeye sokabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Sonrası Problemler Nelerdir ?
Doğum sonrası kanama problemi olabilir. Kanama rahim, rahim ağzı, doğum yolundaki yırtığa veya rahmin gevşemesine bağlı olabilir. Yırtık varsa cerrahi tedavi, rahim gevşediyse ilaç tedavisi uygularız. Lohusa akıntısı dediğimiz akıntının rengi doğumdan 3-5 gün sonra açılmaya başlar. Kırmızından, kahverengi ve sarıya doğru rengi değişir. Eğer bu değişiklik olmaz ve kan vasfında akıntı devam ediyorsa veya lohusalık döneminde aşırı kanama meydana gelmişse ilk aklımıza gelen durum bebeğin eşine ait parça kalmasıdır. Bu durumda kürtaj ile rahim içi temizlenir ve problem çözülmüş olur.
Normal doğumda epizyotomi (doğum yoluna uygulanan kesi), sezaryende ameliyat bölgesi dikişlerinde enfeksiyon görülebilir. Antibiyotik ve pansuman tedavisi uygulanır.
Doğum sonrası kasık bölgesi damarlarında veya rahimde iltihap olabilir. Tedavisinde hastanede takip ve antibiyotik tedavisi ile çözüme ulaşılır.
Emzirmeye ait problemler olabilir. Ağrılı meme ucu, meme başı çatlağı olabilir. Bu durumda temizliğe dikkat edilmeli, tedavi için kremler,ağrı kesiciler kullanılmalıdır. Emzirirken bebeğin ağzına sadece meme ucu değil, renkli kısım bütünüyle verilmelidir. Bir meme 15 dakikadan fazla emzirilmemelidir. Çünkü bu durum meme başı çatlağı ihtimalini arttırır. Gerekirse meme başlığı ile emzirilmelidir veya geçici olarak etkilenen meme elle veya pompayla boşaltılmalıdır. Meme angorjmanı dediğimiz göğüslerde süt birikmesi durumunda ise göğüsler sertleşir, ısınır hatta annede ateş yapabilir. Bu durumda göğüslere sıcak masaj yapılır. Ağrı kesici, ateş düşürücü tedavi uygulanır ve annenin bol bol emzirmesi tavsiye edilir. Mastit (meme iltihabı) durumda sütün boşaltılması, sıcak masaj, antibiyotik ve ateş düşürücü tedavi uygulanır. Meme absesi geliştiyse, iltihabı boşaltmak için cerrahi tedavi yapılır.
Lohusalık depresyonu %10-15 doğumda izlenebilir. Bu durum daha çok etrafından manevi destek alamayan genç annelerde izlenir. Lohusalık psikozu dediğimiz durum ise daha çok gebelik öncesi dönmede psikiyatrik hastalığı olan bayanlarda izlenir. Hem depresyon hem de psikozun tedavisinde psikiyatri konsültasyonu ve ilaç tedavisi şarttır.
Özellikle normal doğuran bayanlarda ilerleyen yıllarda vajinal bolluk hissizliğe bağlı olarak cinsel fonksiyon bozukluğu, idrar kaçırma, idrar kesesi, bağırsak,rahim sarkması olabilir. Bu durumların önlenmesi amacıyla bio-feedback kegel egzersiz tedavisi uygularız. Bu tedaviyi lohusalık bitiminden sonraki dönemde uygularız. Bu yöntemde bir sistem vasıtasıyla bayanın vajen bölgesindeki kaslarını hissetmesini, onları düzenli ve kontrollü çalıştırmasını ve bu kaslarını geliştirmesini sağlarız. Bu şekilde bayanda ileriki yıllarda meydana gelebilecek olan idrar kesesi, rahim ve bağırsak sarkması veya idrar kaçırma gibi problemleri ameliyatsız ve yan etkisiz bir şekilde önlemiş oluruz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hamilelikte Sık İdrara Çıkmak Sorun Kabul Edilir Mi ?
Pelvis damarlarında genişleme ve hormon değişiklikleri, idrar kesesi fonksiyonlarını değiştirerek, sık idrara çıkmaya sebep olabilir. Gebeliğin geç döneminde büyüyen rahim ve bebeğin önde gelen kısmının idrar kesesi üzerine oluşturduğu baskı, idrar kesesi kapasitesini azaltarak, idrara daha da sık çıkılmasına neden olmaktadır.
İdrarda yanma veya idrarda kan,iltihap hücresi bulunması sık idrara çıkmaya sebep olur. Yalnız bu durumlar enfeksiyon gelişiminin belirtisi olabilir ve tedavi edilmesi gerekir. Bu yüzden gebede sık idrara çıkma şikayeti varsa idrar tahlili yaptırarak, bu durumun tedavi gerektirip, gerektirmediği incelenmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doppler Ultrason Nedir ?
DOPPLER ULTRASON NEDİR?
Doppler ultrason, doppler özelliği olan ultrason aletinden incelenen damara gönderilen ses dalgasının damardan geçen kan hücrelerine çarpıp geri dönmesi ile elde edilen akım hızı ve dalga formlarının durumuna göre herhangi bir hastalık olup olmadığının araştırılmasına ve erken teşhise yarayan, gebelik ve gebelik dışı vakalarda da kullanılan ileri ultrasonografik incelemedir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Down Sendromu Nedir ?
Down sendromu halk arasında mongolism olarak bilinen 21. Kromozomun ayrılmamasıyla oluşan kromozomal bozukluktur. Anne yaşı arttıkça görülme sıklığı artar. Gebelikte ultrasonografide bazı görüntülerle, ikili, üçlü veya dörtlü test vasıtasıyla şüphelenilerek amniyosentez (bebekten su alınması) yapılmasıyla tanısı konulur. Doğan Down sendromlu bebeklerin %85’i bir yaşına ulaşabilir. Yaklaşık %50’si 50 yaşına kadar yaşayabilir. Ölüm sebepleri arasında doğumsal kalp hastalıkları, solunum yolu enfeksiyonları, lösemi ve diğer kanserler yer alır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hangi Durumlarda Gebenin Hastanede Takip Ve Tedavisi Gerekir ?
Gebeye ve bebeğine ait nedenlere bağlı olarak hastanede takip ve tedavi gerekebilir. Eğer gebenin ateşi,sancısı,kanaması, aşırı kusmaları, bacaktaki varislerinin iltihabı, gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) durumu varsa hastaneye yatırılır. Aynı zamanda diabetli gebelerin kan şeker düzeylerini kontrol altına almak için hastanede takip ve tedavisi gerekir. Bebeğe ait olarak, erken doğum ve düşük tehlikesinde,bebeğin suyunun az olması veya su gelmesi durumunda, bebeğin gelişiminin geri kaldığı veya bebeğin normal doğum vaktinden gününün geçtiği durumlarda gebenin hastanede bakımı gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) Hissedilir Mi ?
Kadınların %20’si ve erkeklerin %35’i ilişki sırasında halkayı hissettiklerini bildirmişlerdir. Halka elastik kıvamdadır. Bu sayede hem bayan hem de eşi, büyük oranda halkayı hissetmez ve ilişkide sorun yaşamazlar. Fakat ilişki sırasında halkanın hissedilmesi gibi bir problem ile karşılaşılırsa, ilişki öncesi halka çıkarılıp, ilişki sonrası 2-3 saati aşmayacak kadar zamanda halka ılık su ile yıkanıp, tekrar vajinaya uygulanabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) Kullanırken Ne Zaman Ek Yöntem Kullanmak Gerekir ?
Doğum kontrol halkası kullanırken;
-Halkanın ilk uygulanacağı ayda, uygulandığı ilk 7 gün
-İlişki esnasında çıkarılan halkanın tekrar uygulanması için 2 saatten fazla süre geçmişse
-Halka düzenli olarak kullanılamıyorsa, ek yöntemle korunmak gerekir.
-Karaciğer tarafından metabolize olan ilaç kullanan bayanlar, bu ilaçları kullanırken ve ilaç bittikten sonraki 28 günde ek yöntem kullanmaları gerekir.
Halkayı kullanan bayanlarda bulantı, kusma, ishal olması ek yöntem kullanılmasını gerektirmez
.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Halkası (Nuvaring) Kimler İçin Uygundur ?
DOĞUM KONTROL HALKASI (NUVARİNG) KİMLER İÇİN UYGUNDUR?
Doğum kontrol halkası, doğum yapmamış, hap kullanmayı istemeyen veya unutan, eşi korunmak istemeyen, diğer yöntemleri kullanmayan bayanlar için idealdir. Ayrıca evli olmayan ama korunmak isteyen ve hap,implant gibi korunma yöntemlerinin başkaları tarafından görülmesini istemeyen bayanlar için uygundur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Nasıl Koruma Sağlar ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) östrojen ve progestin hormonlarını içerirler. Östrojen, FSH (Folikül Stimülan Hormon) salınımını inhibe ederek endometriumu (rahim içi tabaka-rahim yatağı) stabilize eder. Progestinler, LH (Luteinizan Hormon) hormonunu baskılayarak ovulasyonu (yumurtlama) inhibe eder, sperm geçişini engellemek için servikal mukusu kalınlaştırır ve endometriumu gebeliğin yerleşmesi (implantasyon) için elverişsiz hale getirir. Bu şekilde doğum kontrolü sağlarlar. Aksi bir durum yoksa uzun dönem kullanılabilirler.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Ne Zaman Korumaya Başlar ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) düzenli kullanılsa bile ilk ay koruyuculuğu %99’lara çıkmaz. Bu yüzden ilk ay bayanın ek yöntemle korunmasını isteriz. Fakat ikinci kutuya başlayınca, düzenli kullanımla birlikte ek yöntem kullanmaya gerek yoktur. Tam koruyuculuk ikinci kutu ile başlar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Kilo Aldırır Mı ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) vücutta su tutulumu yaparak, kilo artışına sebep olabilir. Fakat bu kilo artışı birkaç kilo ile sınırlıdır. Aşırı kilo alımı olmaz. Son dönemde üretilen doğum kontrol hapları ise vücutta bu su tutulumunu engelleyerek, kilo almanın önüne geçer. Fakat doğum kontrol hapı (oral kontraseptif) ile kilo alıp almama kişinin durumu ve beslenme alışkanlığı ile de ilgilidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapını Unutsam Ne Olur ?
Doğum kontrol hapı (oral kontraseptifler) unutulduğunda bayan, aklına gelir gelmez hapını içmelidir. Eğer 24 saat yani tam bir gün sonra aklına geldiyse hem unuttuğu hem de o günkü hapını beraber yani iki hapı birlikte yutmalıdır. Bu durumda koruyuculuk azalmaz. Fakat 24 saati aşan hap unutma durumlarında ise bayan hormonal dengesi bozulmaması için haplarını içmelidir. Birçok hap unutulduysa her gün 2 hap yutularak, normal olarak içilmesi gereken hapın günlerine ulaşılır. Bir veya daha fazla hapın unutulduğu ay korunma olamayacağı için ek yöntemle korunulması gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapları Kanser Yapar Mı ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler), rahim (endometrium) ve yumurtalık (over) kanserlerine karşı koruyucudur. Rahim ağzı kanseri ve meme kanseri konusu ise tartışmalıdır. Doğum kontrol hapı kullananlar bariyer yöntemi kullanmadıkları için HPV’ye (Human Papilloma Virus) karşı korunamazlar. Rahim ağzı kanserinin sebebi de HPV virüsüdür. Bu hastalar, hap kullanmayan bayanlara göre daha düzenli smear testi yaptırdıklarından; hap kullanan bayanlarda rahim ağzı kanser öncesi lezyon veya rahim ağzı kanseri daha sık görülür. Bu yüzden doğum kontrol hapları direkt olarak rahim ağzı kanseri yapmasa bile, bariyer yöntemi kullanılmadığından HPV bulaşma ihtimalini arttırarak, rahim ağzı kanser ihtimalini yükseltir. Doğum kontrol hapı (oral kontraseptif) kullananlarda meme kanserinin relatif riskinde küçük artış saptanmıştır. Hap kullananlar bayanlar, kullanmayanlara göre daha düzenli takip olduklarından meme kanseri daha fazla saptanmaktadır. Ayrıca doğum kontrol hapı kullananlarda sıkı takipten dolayı saptanan kanser, erken evrede yakalanmaktadır. Bununla birlikte hap kullananlarda görülen kanser, daha az agresif olma eğilimindedir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Haplarının Kalp Ve Damarlar Üzerine Etkisi Nedir ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler); hipertansiyon, obezite, hareketsiz yaşam, sigara ile birlikte damar tıkanıklığı ihtimalini arttırır. Hap bırakıldığında ise tromboemboli (damar tıkanıklığı) riskinde hızlı bir azalma izlenmektedir. Ayrıca venöz tromboz ve emboli riski; protein C, protein S eksikliği veya Faktör V Leiden mutasyon gibi trombofilik kadınlarda artmıştır.
Doğum kontrol hapı (oral kontraseptif) kullanan kadınlarda hipertansiyon, sigara kullanımı ya da migren varsa inme riski yüksek bulunmuştur.
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler), 35 yaşından fazla, sigara kullanan bayanlarda kalp krizi riskini arttırmaktadır. Fakat sigara kullanmayan bayanlar Amerikan Obstetrik ve Jinekoloji Derneği’ne göre 35, FDA’ya (Gıda ve İlaç Dairesi) göre 40 yaşından fazla bile olsa doğum kontrol hapı ile korunmasında sakınca yoktur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doğum Kontrol Hapı Kullanırken Dikkat Edeceğimiz Konular Nelerdir ?
Doğum kontrol hapı (oral kontraseptif) kullanırken, eğer bayanda baş ağrısı, karın ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı,ani görme kaybı, bulanık görme, konuşma bozukluğu, bacaklarda şiddetli ağrı gibi damar tıkanıklığını çağrıştıcı şikayetler ve sarılık olduğunda bayan ilacını kesmeli ve doktoruyla irtibata geçmelidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Emziren Anne Doğum Kontrol Hapı Kullanabilir Mi ?
Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) östrojen ve progesteron hormonları içerir.Emziren annelere biz, doğum kontrol haplarını önermiyoruz. Çünkü doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler), sütün kalitesini bozar, miktarını azaltır, sütü kesebilir. Bu yüzden emziren anneler sadece progesteron hormonu içeren hap ve iğne ile korunabilir. Fakat bu iğne de adetleri azaltıp kesebilir. Sürekli kullanıldığında yeni bebek istendiğinde bir seneye kadar gebeliği engelleyebilir. Emziren anne ayrıca spiral kullanabilir veya eşi kondom ile korunabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Ne Zaman Takılmalı ?
Spiral, vaginal muayenesi normal olan bayana, gebe olmadığından emin olunduğu her dönemde takılabilir. Eğer gebe doğum kontrol hapını düzenli olarak kullanıyorsa, doğumdan sonra hiç ilişkiye girilmediyse normal doğumdan 6 hafta sezaryenden 8-12 hafta sonra veya kanda gebelik testi negatif ise spiral uygulanabilir. Şüpheli durumlarda adet beklenmelidir. Zaten pratikte, gebe olunmadığından emin olmak ve uygulama kolaylığı için adetin 2-3. günü spiral takılır. Çünkü adet döneminde rahim ağzı, kan geçişinden dolayı biraz açıldığı için spiral, rahim ağzından daha rahat geçer.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiral Hangi Durumlarda Takılmaz ?
Spiral rahimde doğuştan anomali varsa takılamaz. Son 3 ay içinde aktif cinsel yolla bulaşan hastalık veya pelvik enfeksiyon geçirildiyse, düşük veya doğumdan sonra sepsis (enfeksiyonun vücuda yayılması) olduysa, tanısı konulmamış vaginal kanama varsa, tedavi edilmemiş rahim,yumurtalık, rahim ağzı kanseri varsa, pelvik tüberküloz ve gebelik varsa spiral takılmamalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Spiralin Önerildiği Vakitten Daha Fazla Rahim İçinde Durursa Ne Olur ?
SPİRAL ÖNERİLDİĞİ VAKİTTEN DAHA FAZLA RAHİM İÇİNDE DURURSA NE OLUR?
Bu durumda spiralin koruyuculuğu azalır. Gebelik ihtimali yükselir. Aynı zamanda gereğinden fazla rahim içinde duran spirallerin rahim dokusuna organize olma ihtimali artar ve bu spirallerin alınması zor olabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Transdermal (Cilt Üzerine) Bant Nasıl Koruma Sağlar ?
Transdermal bantlar, östrojen ve progestin hormonlarını içerirler. Östrojen, FSH (Folikül Stimülan Hormon) salınımını inhibe ederek endometriumu (rahim içi tabaka-rahim yatağı) stabilize eder. Progestinler, LH (Luteinizan Hormon) hormonunu baskılayarak ovulasyonu (yumurtlama) inhibe eder, sperm geçişini engellemek için servikal mukusu kalınlaştırır ve endometriumu gebeliğin yerleşmesi (implantasyon) için elverişsiz hale getirir. Bu şekilde doğum kontrolü sağlarlar. Aksi bir durum yoksa uzun dönem kullanılabilirler.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Transdermal (Cilt Üzerine) Bant Kullanan Bayan Özel Günlerinde Adetini Nasıl Geciktirebilir ?
Adet günleri eğer tatil veya başka bir özel güne denk geliyor ve o tarihlerde bayan adet görmek istemiyorsa, banta bir hafta ara vermemeli, yeni bandı uygulamalıdır. Bu şekilde bayanın hem gebelikten korunması devam eder hem de adet geciktirici başka haplara gerek kalmadan, adeti geciktirilmiş olur.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tüğ Bağlatma (Tüp Ligasyon) Ameliyatı Ne Zaman Yapılmalıdır ? Ameliyat Öncesi Hangi Tetkikler Gerekir ?
Tüp bağlama (tüp ligasyon) ameliyatından önce gebe olunmadığından emin olunmalıdır. Bu yüzden ameliyat öncesi kanda gebelik testi ve ameliyatla ilgili rutin kan testleri yapılır. Son on gün içinde olan ilişkiye bağlı gebelik kanda yapılan test ile de belli olmayacağından, ameliyat günü adet bitiminden hemen sonraki döneme planlanması uygun olacaktır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tüğ Bağlatan Kişinin Tüplerini Bağlattığı Anlaşılır Mı ?
Tüp bağlatan kişinin karnında laparoskopiye ait veya açık ameliyata ait küçük dikiş izleri olur. Fakat bu dikiş izleri başka ameliyatlar için de olduğu için, dışarıdan bakmakla bayanın tüplerini bağlattığı anlaşılmaz. Aynı zamanda dikiş izleri zaten çok küçük izlerdir, belli de olmaz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Tüğ Bağlatma (Tüp Ligasyon) Ameliyatları Hasta İçin Zor Ameliyatlar Mıdır ?
Açık veya kapalı yapılan tüp bağlama (tüp ligasyon) ameliyatları hasta için zor ameliyatlar değildir. Yaklaşık 15-20 dakika süren, bir gün hastanede kalınan ve daha sonra hastanın günlük işlerine bakabildiği ameliyatlardır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Emziren Anne Hamile Kalabilir Mi ?
Eğer anne, bebeği için hiç ek gıda kullanmıyor ve düzenli olarak emziriyorsa ilk 6 ay gebelikten korunma sağlanabilir. Bu yöntem halk arasında ‘’sütün koruması’’ olarak bilinir. Yalnız bu yöntem ile gebelik oranı %1-2 arasında değişmektedir. Eğer anne düzenli olarak emziremiyor veya ek gıda kullanıyor ise, gebelik riski artar. Biz klinisyenler ise anne düzenli olarak emzirse bile en geç doğumdan 3 ay sonra ek bir korunma yöntemi önermekteyiz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelik Testi Negatif Olduğu Halde Gebe Olunabilir Mi ?
Evet olunabilir. Bunun birkaç sebebi vardır. Bayanın kendi yaptığı testi doğru yapıp, doğru değerlendirmesi gerekir. Bu gebelik testleri idrar testleridir. Bayan tükrük gibi başka sıvılardan testi yapmamalıdır. Bu durumda test negatif çıkar. İdrarla test yapıldıktan sonra, testin kontrol bölgesinde işaret çıkmazsa, test bozuktur. Test bozuk veya hassasiyeti düşük ise bayan gebe olduğu halde gebelik testi negatif çıkabilir. Bu durumlarda bayan testi tekrar etmeli veya kesin teşhis için kanda gebelik testi yaptırmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Hamile Olduğunu Bilen Bayan Adet Söktürücüler İle Bebeğini Düşürebilir Mi ?
Gebelik durumunda, bayan adet söktürücü kullanarak adet göremez ve bu sayede bebeğini düşüremez. Hatta bazı adet söktürücü ilaçları biz düşüğü engellemek ve bebeğin daha iyi rahime tutunmasını sağlamak için kullanırız. Eğer bayan bizim bahsettiğimiz bu ilaçlardan doktora danışmadan kontrolsüz kullandığında, aslında bebeğini düşürmek yerine daha iyi rahime tutunmasını sağlamış olur. Gebelik durumunda gebelik istense de, istenmese de kadın- doğum uzmanına danışmak gerekir. İstenmeyen gebelikler küretaj yoluyla sonlandırılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Genital Siğil Belirtileri Nelerdir ?
Genital siğilin ağrı, sancı gibi belirtileri yoktur. Siğillerin sayısı arttıkça genital bölgede estetik bozukluk ve kaygıya neden olur. Ayrıca genital temizlik esnasında siğiller kanayabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
HPV'nin Toplumdaki Sıklığı Nedir ?
WHO ya (Dünya Sağlık Örgütü) göre her 10 kişiden 1’inde HPV vardır. 630 milyon kişi HPV ile enfektedir.
Her yıl dünyada 30 milyon yeni genital siğil vakası çıkmaktadır. Her yıl 40 milyon kanser öncesi lezyon tespit edilmektedir.
Toplumdaki bayanların %80’i HPV enfeksiyonu riski altındadır. Bu gruptaki bayanlar hayatlarının bir döneminde HPV ile karşılaşmıştır veya HPV ile enfekte durumdadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
HPV Nasıl Bulaşır ?
HPV NASIL BULAŞIR?
HPV temas yoluyla bulaşır. Bu yüzden cinsel bulaşma olarak; genital-genital, el-genital, oral-genital, deri-deri yoluyla bulaşma olabilir. Ayrıca bakirelerde tam bir birleşme olmasa bile sürtünme yolu ile de HPV bulaşabilir.
HPV’nin cinsel olmayan geçişi ise anneden bebeğe doğum esnasında olan geçiştir. Doğum zamanı HPV enfeksiyonu olan annelerin normal doğum ile dünyaya getirdikleri bebeklerinde de HPV enfeksiyonu bebeklerin ağız ve boğazlarında olabilir. Bu yüzden bebeği bu enfeksiyondan koruma amacı ile doğum sezaryen ile gerçekleştirilir.
Teorik olarak bildirilen diğer bulaşma şekli ise iç çamaşırı ve epilasyon aletleri gibi malzemelerdir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtajın Çeşitleri Var Mı ?
Kürtaj , gebelik ve gebelik dışı durumlarda rahim içindeki materyalin alınma işlemidir. Kürtajın gebelik ve gebelik dışı yapılma durumuna göre çeşitleri vardır. Gebelikte, küret dediğimiz metal malzemelerle rahim içini kazıyarak veya plastik kanüllerle vakum tekniği ile kürtaj yapılabilir. Plastik kanül kullanarak kürtaj yapmak diğer yönteme göre daha güvenlidir.
Gebelik dışı durumlarda rahim ağzı kanalından ve rahimden parça almak amacıyla kürtaj yapılır. Ayrıca gebelik dışı bayanın aşırı kanaması olduğu durumlarda kanamayı durdurmak amacıyla, rahim içindeki kanayan bölgenin tümünü almak şeklinde kürtaj uygulanır.
Menopoz döneminde ise genelde kanama ve ultrasonda görülen şüpheli durumlarda rahimden parça almak amacıyla kürtaj yapılır. Fakat menopozda bayanın rahim ağzı çok daraldığından klasik yöntemlerle rahim içinden parça alınamayabilir. Bu durumda ise plastik kanüllerin çok daha ince boyutta olanları kullanılarak kürtaj yapılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtajın Kimlere Yapılır ?
Kürtaj, 18 yaşından küçük kişilerde ebeveynlerinin onayı ile yapılır. 18 yaşından büyük evli olmayan bayanın rızası ile evli ise eşlerin imzası ile kürtaj yapılır. İsteğe bağlı kürtaj ise yasal olarak 10 haftaya kadar yapılır. 10 haftadan sonra ise tecavüz vakalarında ancak mahkeme kararı varsa kürtaj yapılabilir veya bebekte kromozomal veya yapısal anomali varsa ya da annenin tıbbi durumu gebeliğe uygun değilse ailenin onayı ve doktor kararı ile kürtaj yapılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kızlık Zarı Zarar Görmeden Kürtaj Yapılabilir Mi ?
Kızlık zarına zarar vermeden kürtaj yapılabilir. Bunun için normal kürtajda kullandığımız aletlerden daha farklı daha ince aletler kullanarak,kızlık zarına dikkat ederek kürtaj yapılır. Yalnız bayana müdahaleden evvel, kürtaj işlemi sırasında ne kadar da dikkat edilse kızlık zarının zarar görebileceği bilgisi verilmelidir. Çünkü müdahale esnasında zar zarar görebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtajda Parça Kalır Mı ?
Kürtaj sonrası parça kalabilir. Kürtajı yapan her doktor hastasını yaklaşık 7-10 gün sonra kontrol eder. Bu kontrolde ultrason ile bu durumu saptayabilir veya bayan kürtajdan birkaç gün sonra adetten fazla pıhtılı kanama şikayeti ile başvurur. Bu durumda ilk akla gelen “parça kalma” durumudur. Bu durumda bu kalan parçanın tekrar müdahale ile alınması gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kürtaj Sonrası Ne Zaman Adet Görülür ?
Kürtaj gününü, bayan adetinin ilk günü olarak kabul etmelidir. Kürtaj olduktan sonra bayan genelde kaç günde bir adet görüyorsa o tarihte adetini beklemelidir. Fakat kürtajdan sonraki ilk adet normal tarihinden biraz gecikebilir. Yalnız bayan, kürtaj sonrası en geç bir buçuk ay sonra adet görmelidir. Eğer bayan kürtajdan bir buçuk ay geçmesine rağmen, adet görmediyse doktoruna başvurmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
İlk Gebelikte Kürtaj Olmak Gebeliği Engeller Mi ?
İlk gebelikte kürtaj olmak kısırlık yapar, diye bir kural yoktur. Eğer kürtaj uygunsuz ortamlarda yapıldıysa, kürtaj sırasında rahimin delinmesi veya sonrasında enfeksiyon ya da rahim içi bölgede yapışıklık oluştuysa bir sonraki gebelik için doktor desteği gerekebilir. Fakat kürtaj uygun koşullarda sorunsuz yapıldıysa, sonraki gebelik için problem olmaz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Nedir ?
Polikistik over sendromu, üreme çağındaki bayanlarda %4-12 oranında görülür. Üreme çağında en çok görülen endokrinolojik hastalıktır. Polikistik over sendromu, yumurtalıklarda yumurtalık etraf dokusuna yerleşmiş 2-10mm arası 10 veya daha fazla sayıda olan kistçiklerle ve artmış over dokusu ile karakterize, beraberinde seyrek adet şeklinde adet düzensizliği , şişmanlık, ciltte yağlanma,sivilcelenme, saç dökülmesi, tüylenme de görülen şu an için nedeni bilinmeyen hastalıktır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Hastalığı Kısırlık Sebebi Midir ?
Polikistik over hastalığında, normalde yumurtalıklarda her ay oluşan yumurta kisti gelişimi yetersiz olduğundan yumurtalık etrafına dizili şekilde yetersiz gelişmiş 10mm’yi geçmeyen kistçikler yer alır. Polikistik overi olan hastalarda hormonal bozukluğa bağlı olarak yetersiz yumurta gelişimi ve yumurtlayamama problemi vardır. Bu yüzden polikistik overi olanlar çocuk sahibi olmada zorluk çekebilirler. Fakat bu grup hastalar çocuk tedavisine iyi yanıt verirler. Tedaviyle ilk 6 ayda gebelik oranı %40-50’dir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Polikistik Over (PCO) Hastaları Takip Ve Tedavisinde Amaç Nedir ?
Polikistik over hastalığının sebebi bilinmemektedir. Bu yüzden yapılan tedavi ile polikistik hastalık yok edilemez. Bugünkü bilgiler ışığında polikistik overli hastalar, bu hastalığıyla ömür boyu yaşamak zorundadırlar. Şu anki bilgiler ışığında tedavideki amacımız, polikistik over hastalığına bağlı oluşabilecek hastalıklara karşı önlem almaktır. Mevcut takip ve tedavimizdeki amacımız ise şunlardır;
Eğer çocuk isteniyorsa, bu yönde tedavi uygulamak
Çocuk istenmiyorsa, kandaki testesteron (erkeklik hormonu) düzeyini azaltmak
Rahim kanserini önleme tedavisi uygulamak
Normal kilo için yaşam tarzını değiştirmek
İnsülin yüksekliğine bağlı olarak gelişebilecek şeker ve yağ metabolizma bozukluğu,kalp-damar hastalığı, hipertansiyonu önlemek.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Premenstrüel (Adet Öncesi) Gerginlik Sendromunun Nedenleri Nelerdir ?
Premenstruel sendromunun (Adet öncesi gerginlik sendromu) tam olarak sebebi günümüzde bilinmemektedir. Adet öncesi sendrom için önceleri östrojen/progesteron dengesizliği, aldosteron yükselmesi, prolaktin yükselmesi suçlanırken, son dönemde yapılan çalışmalar serotonin (mutluluk hormonu) önemli rol oynadığı gösterilmiş. Östrojen ve progesteronun her ikisi de serotonin aktivitesini azaltarak bu sendromda suçlanmaktadır. Ayrıca genetik yatkınlık da etkilidir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Premenstrüel (Adet Öncesi) Gerginlik Sendromu İle Adet Dönemi Ağrısı Nasıl Ayrılır ?
Premenstruel sendromda (Adet öncesi gerginlik sendromu), adetten 10-15 gün önce başlayan ve adete kadar devam eden fiziksel ve ruhsal bozukluklar vardır. Oysa adet ağrısında, adet başlamadan birkaç saat önce başlayan ve ilk 1-3 gün yoğun hissedilen kasık ağrısı şikayeti mevcuttur. Bu şekilde adet ağrısı ile premenstrüel sendrom birbirinden ayrılır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısı Nedir ?
RAHİM AĞZI KANSER AŞISI NEDİR?
Rahim ağzı kanser aşısı, rahim ağzı kanser sebebi olan HPV virüsüne karşı genetik teknoloji ile geliştirilmiş aşıdır. Aşı tedavi edici değil, koruyucudur. Aşıda viral DNA yoktur yani enfeksiyöz değildir. Kanser yapıcı etkisi yoktur. Aşı, vücutta yüksek düzeyde antikor oluşturarak koruyuculuk sağlar. Türkiye’de ve dünyada 2 çeşit aşı vardır. Bir tanesi kanser yapan 2 tip (Tip 16,18) HPV virüsüne karşı koruyucudur. Diğer aşı ise, hem 2 tip (Tip 16,18) kanser yapan HPV’ye hem de genital siğil yapan 2 tip (Tip 6,11) HPV’ye karşı korucudur. Aşı dozları, 6 ayda 3 kez yapılarak tamamlanır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanser Aşısının Yan Etkisi Var Mı ?
Rahim ağzı kanser aşısının kendine özel yan etkisi yoktur. Yan etkiler diğer aşılarla aynıdır. Yan etkiler arasında; enjeksiyon yerinde ağrı, şişlik, kızarıklık, ateş, baş ağrısı,baş dönmesi, baygınlık, halsizlik, kaşıntı, döküntü, bulantı, kusma olabilir. Baygınlık için aşıdan sonra 15 dakika hastayı izlemek gerekir. Aşının önemli yan etkisi yoktur. Aşının içindeki adjuvan maddelere karşı allerjisi olanlara aşı yapılmamalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanserinden Aşı İle Nasıl Korunulur ?
Aşı dozları tamamlanınca, aşı vücutta nötralizan antikor denen yapıların oluşmasını sağlar. Vücuda virüs girdiğinde ise, aşı nedeniyle hemen nötralizan antikor denen yapıların miktarı artar ve bu yapılar virüsü sararak, virüsün hücreye girişini engeller ve vücudun bağışıklık sistemi vasıtasıyla antikor tarafından sarılan hücreler tanınarak yok edilir.
Aşı koruması 2 dozdan sonra başlar. Ama 3 doz tamamlanınca tam koruma başlar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
PAP-SMEAR Testi Nedir ? Yapılmalı Mıdır ?
Pap-smear testi, rahim ağzı kanserinin erken tanınması amacıyla rahim ağzından yapılan sürüntü tahlilidir. Muayene esnasında can acıtmadan alınan tetkiktir.
Amerikan Kanser Derneği, ilk cinsel ilişkiden 3 yıl sonra muayene ve pap-smear testi yapılmasını önerir. Her yıl tekrarlanması gerekir. 30 yaşından sonra ise 3 yıl üst üste pap-smear sonucu normal saptandıysa, 3 yılda bir pap-smear yapılabilir. Son 10 yıl içinde 3 veya daha fazla pap-smear sonucu normal gelen 70 yaşının üstendeki bayanlarda pap-smear alımı sonlandırılabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Kolposkopi Ne Zaman Yapılmalı ?
-Anormal pap-smear sonucu elde edildiğinde
-Muayene esnasında anormal rahim ağzı veya şüpheli görüntü saptanırsa
-Açıklanamayan vaginal kanama veya ilişki sonrası kanama mevcutsa, kolposkopi yapılmalıdır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
CIN 1-2-3 Nedir ?
CIN 1-2-3 , rahim ağzı kanser öncesi lezyonlardır. Rahim ağzındaki anormal hücrelerin derecesine göre 1-2-3 diye seviyelendirilir. Anormal hücreler rahim ağzı epitelinin alt 1/3’ünü kapsıyorsa CIN 1, 2/3’ünü kapsıyorsa CIN 2, 2/3’ünden fazlasını kapsıyorsa CIN 3 adını alır. CIN 1 lezyonları %60 ,13-23 yaş arasında %90 oranında kendiliğinden iyileşebilir. 6-12 ayda bir smear takibi veya HPV testi yapılarak sonuç alınır. Ama CIN 2 ve CIN 3 lezyonlarında tedavi gerekir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanseri Nasıl Oluşur ?
Günümüzde dünyada rahim ağzı kanserinden ölüm oranı meme kanserinden sonra ikinci sırada yer alır. Gelişmekte olan ülkelerde ise rahim ağzı kanseri ilk sırada yer alır. Rahim ağzı kanseri, günümüzde %100 önlenebilir bir hastalık olarak kabul edilmektedir.
Rahim ağzı kanseri sebebi, HPV Human Papilloma Virus denen virüstür.
HPV genelde %90 oranında immün sistem tarafından kendiliğinden temizlenir. Fakat tedaviden sonra %60 tekrarlayabilir. HPV, insanda hemen kanser yapmaz. Kanser olana kadar 3-10 sene geçer. Kanser öncesi lezyonlar 25-35 yaşlar arasında sıktır. Kanser insidansı ise 40 yaşından sonra belirgin artar.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanserinin Belirtileri Nelerdir ?
Rahim ağzı kanseri, hiç belirti vermeden de olabilir. Bu yüzden her bayanın her sene smear testini yaptırması gerekir ki, belirti vermeyen rahim ağzı kanserini erken tanıma şansımız olsun.
En sık semptomlar arasında anormal vaginal kanama, kanlı akıntı, lekenme,düzensiz kanama, menopoz sonrası kanama, kanlı kokulu akıntı, ilişki sonrası kanama olabilir. İlerlemiş dönemde ise kasık ağrısı, idrar kaçırma, idrardan kan gelmesi, kan üre düzeyinin yükselmesi olabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Rahim Ağzı Kanseri Ve Kanser Öncesi Lezyonların Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi Nedir ?
Rahim ağzı kanseri teşhisi ve tedavi gereksiniminin, kadınların yaşam kalitesi üzerinde büyük bir etkisi vardır. Bunlar; duygusal problemler, stres ve endişeye neden olmakta, cinsel hayatlarını ve ilişkilerini etkilemektedir.
Rahim ağzı kanseri ve tedavisi, hem tedavi süresince hem de sonrasında, hayatta kalma mücadelesine ve yaşam kalitesinde bozulmalara neden olabilmektedir. Küçük bir anormallik bile oldukça büyük kaygıya neden olmaktadır.
Rahim ağzı kanseri, kadınların çoğunlukla iş ve aile hayatındaki sorumlulukların olduğu döneme denk geldiğinden, ciddi bir şekilde sosyal, ekonomik ve duygusal sıkıntıya sebep olmaktadır.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Vajinismus Nedir ?
Vajinismus, vajinanın dış 1/3 kısmını çevreleyen kasların tekrarlayıcı veya kalıcı istemsiz kasılması ile ilişki veya vajinal muayenenin imkansız hale gelmesidir. Vajinismus, kadınların ortalama %1’ini etkiler. Fakat bu oran tanısı konulan, doktora başvuran kesimin oranıdır. Toplumda vaginismusu olan ve doktora başvurmayan kesimi de göz önüne aldığımızda oran daha da yükselecektir. Vajinismuslu çoğu kadının cinsel isteği ve cinsel fonksiyonları normaldir fakat cinsel ilişki kuramazlar. Vajinismus primer (hiç ilişki kurulamamış) veya sekonder (mevcut ağrılı ilişkiye bağlı) olabilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Vaginismusu Olan Kişi Hamile Kalabilir Mi ?
Vaginismusu olan kişi hamile kalabilir. Çünkü gebelik için tam bir birleşmeye gerek yoktur. Gebelik için tek bir sperm yeterlidir. Vulva denen kadının dış genital bölgesine gelen spermlerden bir tanesi bile içeriye ilerleyip, vajinayı ve rahimi geçerek, yumurtaya ulaşabilir ve gebelik meydana getirebilir.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Vaginismus Nasıl Tedavi Edilir ?
Vaginismusta eğer medikal bir sorun varsa onun tedavisi yapılır. Ayrıca vajen bölgesinde yapışıklık, darlık, kısmi olarak kapalı kızlık zarı gibi cerrahi gerektirebilecek durumlarda cerrahi tedavi uygulanır. Medikal veya cerrahi ile çözümlenecek problem yoksa bayanın anatomisini öğrenmesine yardımcı olunur, ilişkide gevşemesine yardımcı olacak teknikler öğretilir, vajen kaslarını kontrol etmesini sağlayan Kegel egzersizleri öğretilir. Dilatatör tedavi uygulanabilir. İlişki esnasındaki öneriler eşlere beraber verilir. Ayrıca bayana vajen bölgesindeki kaslarını kontrol etmeye ve kaslarını koordineli çalıştırmasına yardımcı olan, vaginismus tedavisinde uygulanan bio-feedback tedavi yapılır. Olayın psikolojik durumu ağır basan olgularda ise eş ile birlikte cinsel sağlık konusunda uzman psikiyatriste yönlendiririz.
Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Doç.Dr.Hakan Peker Makaleler
UZMANLIKLAR
Binlere vaka, Onbinlerce saat deneyim ile uzmanlaştığımız önde gelen branşlar.
Genital Estetik
Vajina Daraltma, Labium Estetiği
Normal (vajinal) ve Sezaryen Doğum
Doğum öncesi takip ve Normal (vajinal) ve Sezaryen Doğum
Laparoskopik ve Histereskopik Operasyonlar
Endoskopik Ameliyatlar
İnfertilite (Kısırlık) Tanı ve Tedavisi - Aşılama
Detaylı tetkikler en doğru tespit ve alternatif yöntem seçimi