Normal Doğum Mu ? Sezaryen Mi ?
Yıllardan beri gebeler ve ailelerinin biz klinisyenlere daha zamanı gelmeden en çok sordukları ve cevabını en çok merak ettikleri sorudur. Hele ki son zamanlarda medyada da bu tartışmanın çok yer alması ile birlikte bu soru hiçbir zaman önemini kaybetmeyecektir.
Normal doğumun olamayacağı durumlarda sezaryen ameliyatı, hem anne hem bebek için hayat kurtarıcıdır. Sezaryen gereken durumlar şunlardır: Önceden sezaryen veya myom ameliyatı, vagen daraltma, sistosel (idrar kesesi sarkması), rektosel (barsak sarkması) ameliyatı olunması, bebek başının annenin çatı kemiklerinden geçemeyecek kadar büyük olması, bebeğin rahim içinde yan veya ters durması, bebeğin sancıları çekerken veya sancısız dönemde kalp atışı ritminin bozulması, bebeğin eşinin aşağıda yerleşmiş olması, bebeğin eşinin vaktinden önce yerinden ayrılması, gebelikte kontrolsüz tansiyon ve şeker hastalığı olması, bebeğin kafasında su toplaması (hidrosefali) ile giden anormallik olması, rahim ağzı kanseri, herpes (uçuk) virüsü ve genital siğil olması, bebeğin iri olması, sancılara rağmen doğumun ilerlememesi. Bu durumlarda sezaryen gerekir. Eğer bu durumlar yoksa bebeğin durumu ve annenin çatısı normal doğuma uygun ise normal doğum olabilir.
Herhangi bir komplikasyonun olmaması durumunda anne için normal doğum, sağlıklı doğum şeklidir. Çünkü normal vajinal doğumda kan kaybı daha az olur (300-400ml). Anne normal doğumdan sonra daha çabuk toparlanır. Annenin bebeğini doğurmuş olmasının psikolojik hazzı ve rahatlığını hissetmesi normal doğumda daha fazladır. Normal doğumdan sonra anne bebeğini hemen emzirebilir.
Normal doğumun anne için hoş olmayan etkileri ise; ilerleyen yıllarda vagende bolluk hissizlik gibi cinsel fonksiyon bozukluğu,idrar kaçırma, idrar kesesi ve barsak sarkması gibi durumların görülebilmesidir. Çünkü sancıyla birlikte bebeğin aşağı inişiyle rahimi,idrar kesesini, barsağı tutan bağlar gevşer ve bu gibi durumlar ortaya çıkabilir. Fakat normal doğuran annelere lohusalık döneminden sonra bio-feedback Kegel egzersiz tedavisi uygulayarak vagende bolluk, hissizlik durumu ile daha sonra olabilecek idrar kaçırma ve rahim sarkması durumunun önüne geçeriz. Bio-feedback Kegel egzersiz tedavisiyle, vagene uygulanan sistem vasıtasıyla vagen kaslarını bayanın hissetmesini, kaslarını koordineli çalıştırmasını ve o bölgenin toparlanmasını sağlarız. Bu şekilde ileriki yıllarda olabilecek normal doğuma bağlı idrar kaçırma, rahim,idrar kesesi, barsak sarkmasının önüne geçmiş oluruz. Bu tedavi yöntemi ile deformasyonlar ve vajinal bolluk düzeltilemezse, ameliyat ile düzeltilebilir.
Normal doğum sürecinde bebekler akciğerlerindeki sıvıyı çıkarıp doğduklarından dolayı, doğum sonrası daha az solunum sıkıntısı çekerler. Bu durum bebek için iyi bir etki iken, normal vajinal doğum ile bebeğin boyun kısmında travmaya bağlı, bebek için istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilir.
Sezaryende ise kan kaybı normal doğuma kıyasla daha fazladır. Son yıllarda ameliyat tekniklerinin gelişmesi ile sezaryenden 2-3 gün sonra anne kendi işlerini yapacak konuma gelir ama yine de normal doğuma göre toparlanma daha geç olacaktır. Sezaryen ile hem cerrahi hem de anesteziye bağlı komplikasyonlarla karşı karşıya kalma ihtimali vardır. Ameliyata bağlı kanama,enfeksiyon gibi istenmeyen durumlar veya karın içinde ameliyata bağlı yapışıklıklar meydana gelebilir. Bu durumlar; sezaryenin anne için negatif taraflarıdır.
Sezaryen ile bebeğin boyun travması ihtimali çok az olmasına karşın, bebeğin akciğerlerindeki sıvıyı çıkaramamasına bağlı olarak, doğum sonrası bebekte yenidoğanın geçici takipnesi şeklinde solunum sıkıntısı olabilir.
Gereksiz yere normal doğumu zorlamak ise hem bebek, hem de anne hayatını tehlikeye sokmakta, hatta ölüme bile sebebiyet vermektedir. Bu yüzden aileler normal doğum konusunda doktora ısrarcı olmamalıdır. Aileler, gebelik takibi boyunca güvendikleri uzmana, doğum sürecinde de güvenerek, doktorlarının yaptığı muayene sonucuna göre, doğum şekli konusunda ortak karar vermeliler, ancak problemli durum ve zamanlarda ise, doktorlarının vereceği karara saygı göstermeliler.
Normal doğum mu? Sezaryen mi? sorusunda hekimler arasında bile tartışma sürerken, yapılacak en doğru şey: “Hastalık yoktur, hasta vardır” mantığı ile gebeye yaklaşıp; her gebenin kendine ait dinamiklerini, motivasyonlarını, ultrason bulgularını, pelvik (çatı) muayenelerini, bebeklerinin performanslarını değerlendirip, bu bulgulara göre doğumu şekillendirmek ve bulguları paylaşıp aileyle ortak bir karar almak, en doğru yoldur.
Yrd. Doç. Dr. Hakan PEKER
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Leave Your Comment