Dr Hakan Peker Makale 1

Normal Doğum Mu ? Sezaryen Mi ?

Yıllardan  beri  gebeler  ve  ailelerinin  biz  klinisyenlere  daha  zamanı  gelmeden  en  çok  sordukları  ve  cevabını  en  çok  merak  ettikleri  sorudur. Hele ki  son  zamanlarda  medyada  da  bu  tartışmanın  çok  yer  alması  ile  birlikte  bu  soru  hiçbir  zaman  önemini  kaybetmeyecektir.

Normal  doğumun  olamayacağı  durumlarda  sezaryen  ameliyatı, hem  anne  hem  bebek  için  hayat  kurtarıcıdır. Sezaryen  gereken  durumlar  şunlardır: Önceden  sezaryen  veya  myom  ameliyatı, vagen  daraltma, sistosel (idrar  kesesi  sarkması), rektosel (barsak  sarkması) ameliyatı  olunması, bebek  başının  annenin  çatı  kemiklerinden  geçemeyecek  kadar  büyük  olması, bebeğin  rahim  içinde  yan  veya  ters  durması, bebeğin  sancıları  çekerken  veya  sancısız  dönemde  kalp  atışı  ritminin  bozulması, bebeğin  eşinin  aşağıda  yerleşmiş  olması, bebeğin  eşinin  vaktinden  önce  yerinden  ayrılması, gebelikte  kontrolsüz  tansiyon  ve  şeker  hastalığı  olması, bebeğin  kafasında  su  toplaması (hidrosefali) ile  giden  anormallik  olması, rahim  ağzı  kanseri, herpes (uçuk) virüsü  ve  genital  siğil  olması, bebeğin  iri  olması, sancılara  rağmen  doğumun  ilerlememesi.  Bu  durumlarda  sezaryen  gerekir.  Eğer  bu  durumlar  yoksa  bebeğin  durumu  ve  annenin  çatısı  normal  doğuma  uygun  ise  normal  doğum  olabilir.

Herhangi  bir  komplikasyonun  olmaması  durumunda  anne  için  normal  doğum, sağlıklı  doğum  şeklidir. Çünkü  normal  vajinal  doğumda  kan  kaybı  daha  az olur (300-400ml). Anne  normal  doğumdan  sonra  daha  çabuk  toparlanır. Annenin  bebeğini  doğurmuş  olmasının  psikolojik  hazzı  ve  rahatlığını  hissetmesi  normal  doğumda  daha  fazladır. Normal  doğumdan  sonra  anne  bebeğini  hemen  emzirebilir.

Normal  doğumun  anne  için  hoş  olmayan  etkileri  ise; ilerleyen  yıllarda  vagende  bolluk  hissizlik  gibi  cinsel  fonksiyon  bozukluğu,idrar  kaçırma, idrar  kesesi  ve  barsak  sarkması  gibi  durumların  görülebilmesidir. Çünkü  sancıyla  birlikte  bebeğin  aşağı  inişiyle  rahimi,idrar  kesesini, barsağı  tutan  bağlar  gevşer  ve  bu  gibi  durumlar  ortaya  çıkabilir. Fakat  normal  doğuran  annelere  lohusalık  döneminden  sonra  bio-feedback  Kegel  egzersiz  tedavisi  uygulayarak  vagende  bolluk, hissizlik  durumu  ile  daha  sonra  olabilecek  idrar  kaçırma  ve  rahim  sarkması  durumunun  önüne  geçeriz. Bio-feedback  Kegel  egzersiz  tedavisiyle,  vagene  uygulanan  sistem  vasıtasıyla  vagen  kaslarını  bayanın  hissetmesini,  kaslarını  koordineli  çalıştırmasını  ve  o  bölgenin  toparlanmasını  sağlarız. Bu  şekilde  ileriki  yıllarda  olabilecek  normal  doğuma  bağlı  idrar  kaçırma, rahim,idrar  kesesi, barsak  sarkmasının  önüne  geçmiş  oluruz. Bu  tedavi  yöntemi  ile  deformasyonlar  ve  vajinal  bolluk  düzeltilemezse, ameliyat  ile  düzeltilebilir.

Normal  doğum  sürecinde  bebekler  akciğerlerindeki  sıvıyı  çıkarıp doğduklarından  dolayı,  doğum  sonrası  daha  az  solunum  sıkıntısı  çekerler. Bu  durum  bebek  için  iyi bir  etki  iken, normal  vajinal  doğum  ile  bebeğin  boyun  kısmında  travmaya  bağlı, bebek  için  istenmeyen  sonuçlarla  karşılaşılabilir.

Sezaryende  ise  kan  kaybı normal  doğuma  kıyasla  daha  fazladır. Son  yıllarda  ameliyat  tekniklerinin  gelişmesi  ile  sezaryenden  2-3  gün  sonra  anne  kendi  işlerini  yapacak  konuma  gelir  ama  yine  de  normal  doğuma  göre  toparlanma  daha  geç  olacaktır. Sezaryen  ile  hem  cerrahi  hem de  anesteziye  bağlı  komplikasyonlarla  karşı  karşıya  kalma  ihtimali  vardır.  Ameliyata  bağlı  kanama,enfeksiyon  gibi  istenmeyen  durumlar  veya  karın  içinde  ameliyata  bağlı  yapışıklıklar  meydana  gelebilir. Bu  durumlar; sezaryenin  anne  için  negatif  taraflarıdır.

Sezaryen  ile  bebeğin  boyun  travması  ihtimali  çok  az  olmasına  karşın, bebeğin  akciğerlerindeki  sıvıyı  çıkaramamasına  bağlı  olarak, doğum  sonrası  bebekte  yenidoğanın  geçici  takipnesi  şeklinde  solunum  sıkıntısı  olabilir.

Gereksiz  yere  normal  doğumu  zorlamak  ise  hem  bebek, hem de  anne  hayatını  tehlikeye  sokmakta, hatta  ölüme  bile  sebebiyet  vermektedir. Bu  yüzden  aileler  normal  doğum  konusunda doktora  ısrarcı  olmamalıdır. Aileler, gebelik  takibi  boyunca  güvendikleri  uzmana,  doğum  sürecinde de  güvenerek, doktorlarının  yaptığı  muayene  sonucuna  göre, doğum  şekli  konusunda  ortak  karar  vermeliler,  ancak  problemli  durum  ve  zamanlarda  ise, doktorlarının  vereceği  karara  saygı  göstermeliler.

Normal  doğum mu? Sezaryen mi? sorusunda  hekimler  arasında  bile  tartışma  sürerken,  yapılacak  en  doğru  şey: “Hastalık  yoktur, hasta  vardır”  mantığı  ile  gebeye  yaklaşıp; her  gebenin  kendine  ait  dinamiklerini, motivasyonlarını, ultrason  bulgularını, pelvik (çatı) muayenelerini, bebeklerinin  performanslarını  değerlendirip, bu  bulgulara  göre  doğumu  şekillendirmek  ve  bulguları  paylaşıp  aileyle  ortak  bir  karar  almak, en  doğru  yoldur.

 

Yrd. Doç. Dr. Hakan PEKER

www.drhakanpeker.com

Kadın  Hastalıkları  ve  Doğum  Uzmanı